Avrupa Komisyonu’nun İnsani Yardımlardan Sorumlu üyesi Kristalina Georgieva, dünyadaki insani krizlerin 2. Dünya Savaşı’ndaki yoğunluğa ulaştığını belirtti.
Georgieva çatışmaların önlenmesi ve sorunların çözülmesi için bir an önce adım atılması gerektiğini bildirirken “Aksi takdirde insani krizlerin sonuçlarıyla baş edemez duruma geleceğiz” dedi.
Kristalina Georgieva, dünyanın insani yardımlara 2000 yılında 2 milyar dolar harcarken bu yıl 17-18 milyar dolarlık harcama yapılmasının beklendiğini açıkladı.
Georgieva, ayrıca Irak ve Suriye’de, “cihatçı militanların kontrolündeki bölgelerde yerlerinden olan ve neredeyse hiç yardım alamayan yaklaşık 500 bin kişi bulunduğunu tahmin ettiklerini” söyledi.
BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres de, uluslararası toplumun çatışmalara çözüm bulamaması durumunda çok daha fazla insanın sığınma ve bakıma ihtiyaç duyacağını açıkladı. Guterres, olası sığınmacı akınına karşı gelişmiş ülkelerin kendi vatandaşlarını şimdiden hazırlaması gerektiği konusunda uyarıda bulundu.
Bu arada Alman Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Meclis Grubu Başkanvekili Andreas Schockenhoff Avrupa’nın görevinin insanları zorunlu göçe yönelten nedenler üzerinde durmak olduğunu söyledi.
Alman politikacı, “Suriye ve Kuzey Irak’taki insanlara hayatta kalma şansları olduğunu göstermeli, terörün ortadan kaldırılabileceğini kanıtlamalıyız” dedi.
Öte yandan, dünyanın farklı bölgelerindeki insan hakları örgütlerinin verilerine göre küresel ölçekte sığınmacı sayısının 51 milyona ulaştığı kaydedildi.
Sığınma başvurusunda büyük artış
BM Mülteciler Yüksek Temsilciliği, gelişmiş ülkelere yapılan sığınma başvurularında geçen yıla oranla 2014’te yüzde 24 dolayında artış kaydedildiğini açıkladı.
BMMYK’nın 2014’ün ilk yarısına ilişkin verileri, sığınma başvurusu sayısını 330 bin 700 olarak gösterdi. Bu sayının yıl sonunda 700 bini bulması bekleniyor.
Yılın ilk yarısındaki başvuruların üçte ikiden fazlası 6 ülkede gerçekleşti. BMMYK’nın belirlemesine göre bu ülkeler Almanya, ABD, Fransa, İsveç, Türkiye ve İtalya olarak sıralanıyor.
Tabii, sığınma ve sığınmacı denilince yaşanan trajedilerle beraber akla ilk gelen ülke İtalya oluyor. Bu yılın ilk yarısında İtalya’ya ulaşmaya çalışırken denizde boğularak yaşamını yitirenlerin sayısı da 3 bine yaklaşmış bulunuyor.
En ağır yük Türkiye’nin sırtında
Yakın tarihte yaşanan en büyük göç dalgasında en ağır yükü şu anda üç ülke çekiyor: Türkiye, Ürdün ve Lübnan…
Resmi rakamlara göre Türkiye 1,5 milyon sığınmacıya kapılarını açmış durumda. İkinci sırada 1,4 milyonla Ürdün geliyor. Lübnan’sa üçüncü sırada ve çok zor durumda: Ülkede binlerce sığınmacının bulunmasının yanı sıra binlercesi de sınırda bekliyor.
Avrupa kayıtsız… AB ülkeleri bugüne kadar 130 bin Suriyeli sığınmacıyı kabul etmiş. O kadar.
Peki, yardım gönderiyorlar mı? O da yok. Ama bol bol tartışıyorlar. Tartışmanın konusu şu: Rahatımızı kaçırmayacak şekilde bir miktar daha sığınmacıyı kabul edelim mi, etmeyelim mi?