Yeni Zelanda’da beyaz ırkın üstünlüğünü savunan saldırganın Müslümanlara yönelik nefret suçu işlemesinde ABD Başkanı Donald Trump’ın söylemlerinin payı olabilir mi?
ABD’de Washington Post gazetesi, söz konusu saldırı bağlamında Trump’ın göçmenlerle ilgili görüşlerini ve yaptığı konuşmaları tartışmaya açtı.
Gerçi konu bundan önce de gündeme getirilmişti ama Yeni Zelanda’daki saldırının ardından daha da önem kazandı.
Gazetenin yorumuna göre Yeni Zelanda’daki saldırganın ırkçılığının ve nefret suçunu işlemesinin ABD Başkanı Trump’ın göçmenlerle ilgili söylemleriyle etkileşimi olabilir. WP, Başkan’ın göçmenlere yönelik açıklamalarının, kutuplaşma ve şiddete yol açtığına ilişkin tartışmaları körüklediğini öne sürüyor. Tabii, Beyaz Saray bu iddiayı hemen reddetti. Trump’ın sözcüsüne göre Yeni Zelanda’da cami baskınları düzenleyen saldırganla Trump’ın “beyaz kimliğinin ortak emelin yeni simgesi” olduğuna yönelik sözleri arasında bağlantı kurmak saçmalık olur.
Ancak, cuma günü bir soykırımı andıran olayın ardından Trump’ın yayınladığı taziye mesajı da ortada.
Ne diyor ABD Başkanı? Birincisi, beyazların ırkçılığının yükselmekte olan küresel bir tehdit oluşturduğuna inanmıyor.
İkincisi de, Yeni Zelanda’daki saldırganın “çok çok ciddi sorunları olan küçük bir gruba mensup olduğunu” ileri sürüyor. Yani küçümsüyor ve ciddiye almıyor.
İyi de, Trump’ın ciddiye almadığı o faşist militan tek başına 50 kişiyi katletmiş, onlarca kişiyi yaralı bırakmış, üstelik bir de ırkçılık propagandası yapan manifesto yayınlamış.
Trump, Yeni Zelanda’daki saldırının etkilerinin kısa bir süre içinde sönümleneceğini düşünüyor olabilir. Ama yanılıyor.
Bu kez Hollanda’da IŞİD militanı olduğu ileri sürülen bir Türk, tramvayda seyahat edenlere ateş açtı, 3 kişiyi öldürdü, 9 kişiyi yaraladı. Hollanda’daki saldırı, Yeni Zelanda’daki saldırıya verilen bir karşılık mı?
Ona benziyor.
Asıl korku odur ki, Trump’ın temsil ettiği çıkar çevreleri, bir o taraftan, bir bu taraftan kuklaları oynatarak faşizme giden yolun taşlarını döşemeye devam edecekler.
“Trump ıslık çalınca dansa kalkmak zorunda değiliz”
Avusturya Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen, ABD Başkanı Trump’ın haddini aştığını ileri sürdü.
Van der Bellen, “AB karar veremiyor, verse de uygulayamıyor” derken Avrupa kıtasındaki hükümetlere “Trump’ın emir eri olmayın” çağrısında bulundu.
Avusturya Başbakanı’nın aksine sol kanattan ve Yeşiller’den gelen Cumhurbaşkanı, “Trump ıslık çaldığında Avrupalılar dansa kalkmak zorunda değil” diye konuştu.
Trump’ın, Avrupa’nın sadece başını ağrıttığını, başka hiçbir işe yaramadığını ifade eden Avusturya Cumhurbaşkanı, bunun en çarpıcı örneğinin nükleer anlaşmadan çekilmek olduğunu söyledi ve şöyle devam etti:
“Trump, Washington’ın yıllarca müzakere ve koordine ettiği nükleer anlaşmadan hiç neden göstermeden çekildi ve Avrupalı şirketlerin İran’la iş yapmasını yasakladı. Bence haddini aştı.”
Avrupa medyasında “Avusturya’nın vicdanı” olarak nitelenen Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen’in çağrısının hükümetler düzeyinde büyük yankı uyandırdığı belirtildi.