Olay Gazetesi Bursa

Dinleme skandalından Rusya’ya yaptırımlara

Dinleme skandalı tam da AB’nin Türkiye’ye ihtiyaç duyduğu günlere denk geldi. AB dışişleri bakanları Rusya’ya uygulanan ambargo nedeniyle Türkiye’den dayanışma talep ederken skandal patladı: Almanya, Türkiye’yi dinliyordu.   Henüz resmen doğrulanmasa da olay “hükümet çevreleri” tarafından kabul edildi. Üstelik “Dinledik çünkü…” diyerek bir takım gerekçeler de ileri sürüldü. Örneğin, Alman yönetimi Türkiye’nin Batı’nın ortağı olup […]

Dinleme skandalı tam da AB’nin Türkiye’ye ihtiyaç duyduğu günlere denk geldi. AB dışişleri bakanları Rusya’ya uygulanan ambargo nedeniyle Türkiye’den dayanışma talep ederken skandal patladı: Almanya, Türkiye’yi dinliyordu.
 
Henüz resmen doğrulanmasa da olay “hükümet çevreleri” tarafından kabul edildi. Üstelik “Dinledik çünkü…” diyerek bir takım gerekçeler de ileri sürüldü. Örneğin, Alman yönetimi Türkiye’nin Batı’nın ortağı olup olmadığından uzunca bir süredir kuşku duyuyordu.
 
Neden kuşku duyulduğu açıklanırken de Ankara’yı zor durumda bırakmaya yönelik bazı iddialar sıralanıyordu.
 
Bir iddiaya göre, Türkiye’nin Irak ve Suriye politikaları güven vermiyordu. ABD’nin de bu konuda Berlin’i uyardığı söyleniyordu.
 
Türkiye’nin Balkanlar’a yönelik büyük ilgisi ve yardımları bile izlemeye alınmıştı.
 
***
 
Dinleme skandalının gelip dayanacağı noktayı tahmin etmek zor değildi: Türkiye AB üyesi olamazdı!
 
Angela Merkel Başbakan olduğu günden bu yana “Türkiye’yi aramıza alamayız ama AB limanına bağlamalıyız” demiyor muydu?
 
Belki skandal haberini Alman medyasına sızdıranlar bizzat Türkiye’yi dinleyenlerdi. Belki böyle olmasını isteyen Merkel’di: Türkiye haddini bilmeliydi.
 
***
 
Ne var ki, Türkiye de, Almanya’nın bu tavrı nedeniyle uluslararası toplumun dengelerini dikkate alarak kendi çıkarlarına uygun pozisyonu belirlemek durumundaydı.
 
Ve o nedenle de Rusya’yla işbirliğine kimse itiraz edemezdi/etmemeliydi.
 
Karşılıklı ticaret, çıkar sağlayıcı bir eylemse bunu AB ülkeleri yapmıyor muydu?
 
Öte yandan Rusya’yla alışveriş AB için “dostane olmayan bir adım” sayılacaksa, bugüne değin Türkiye’nin karşılaştığı tüm dostane olmayan adımların bir çetelesini çıkarmak gerekebilirdi.
 
***
 
Evet, şimdi Brüksel, “Rusya’ya gıda ürünü satmayın, yaş meyve ve sebze göndermeyin” diyerek Türkiye’nin kapısını çalacak. Belki de çaldı bile. Gerekçeyi de tumturaklı bir ifadeyle dile getirecek. Örneğin, şunu söyleyecek:
 
“Uluslararası toplumun birliğini güvence altına almak ve uluslararası hukuka bağlılığı sağlamak amacıyla AB’nin Rusya’ya uyguladığı ambargonun delinmesine izin vermeyin.”
 
***
 
İyi de, AB, Türkiye’den bunu istemeden önce Almanya’dan dinleme skandalının hesabını sormalı. Çünkü sonuçta bir aday ülkeye yapılan muamele söz konusu.
 
Bu arada AB’nin Rusya’ya yaptırımlarının Türkiye’yi hukuken de, ahlaken de bağlamayacağının Brüksel tarafından biliniyor olması gerekir.
 
Ama zaten o konuda AB’nin isteğine uymak ahlaki bir tavır sayılmaz.
 
Yani, Ruslar aç kalsın, AB’ye boyun eğsin ve Ukrayna’yla uğraşmayı bıraksın.
 
Tabii bu saçmalıktır. O da Türkiye’ye yakışmaz…
 
NATO’da büyük sorun var
 
Almanya ile müttefikiz ve NATO içinde temel kural müttefiklerin birbirine güven bağıyla bağlı olması. Türk ve yabancı diplomatik kaynaklara göre Almanya’nın hareketi iki müttefikin işbirliğine izin vermez.
Eğer dinleme iddiaları doğruysa Türkiye ve Almanya ortak tatbikatlarda bundan sonra bir araya gelemez. Türkiye, Almanya’dan alacağı bilgiye artık güvenemez.
Şu anda iki ülke arasında ciddi bir güven bunalımı yaşanıyor.
Bu konuda NATO’nun da bir değerlendirmesi olacaktır elbette ve İttifak’ın Berlin’e yaptırım uygulaması da gündeme gelebilir.