Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping’in faşizme karşı zaferin 70’inci yıl dönümünde yaptığı konuşmadan Batı medyası sadece tek bir cümleyi cımbızladı. O cümle şuydu:
“Buradan ilan ediyorum, Çin, 300 bin asker azaltarak ordusunu küçültecektir.”
Tabii ki, 2 milyon 300 bin askeri bulunan Çin ordusunun küçültülmesi iyiye işaret.
Batı, rahat bir soluk alabilir.
Ama ilginçtir, Çin liderinin “barış”a yönelik onca vurgulamasından pek söz eden olmadı.
Oysa Taylandlı bir gazeteci, Şi Cinping’in konuşmasında en sık kullandığı ve en çok dikkati çeken kelimenin “barış” olduğunu saptamış.
İki örnek cümle verelim:
-Savaş ayna gibidir. Ona bakmak, barışın değerini anlamamıza yardım eder.
-Savaş deneyimi, insanlara barışın değerini gösterir.
Ne var ki, Cinping, savaşın bugün de “Demokles’in kılıcı gibi insanlığın üzerinde asılı durduğunu” kabul ediyor.
Tamam, Çin lideri “Asla hegemonya ve yayılma politikası gütmeyeceğiz, geçmişte yaşadığımız acıları asla bir başka millete yaşatmayacağımız” dese de Pekin’in kolları, “kalkınmayı teşvik amacıyla” dünyanın her yanına uzanmış durumda.
Batı’nın… Yani ABD’nin, Avrupa’nın, Japonya’nın, Avustralya’nın buna seyirci kalması mümkün mü?
Elbette onlar da, Çin’in yayılmasına engel olamasalar bile kendi finansal egemenliklerini korumak isteyeceklerdir.
Ve herhalde zurnanın zırt diyeceği yer de orası olacaktır…
Avrupalılar azınlıkta kalacak
Macaristan’ın faşist Başbakanı Victor Orban, Avrupa’ya yönelik sığınmacı akınına sert tepkiler vermeyi sürdürürken, “Bu gidişle Avrupalılar kendi kıtalarında azınlıkta kalacaklar” dedi. Orban şöyle konuştu:
“Avrupa bugün devasa insan akışının tehdidi altındadır. Bugün yüz binleri konuşuyoruz ama gelecek yıllarda Avrupa’ya milyonlarca insan gelebilir. Aniden kendimizi kendi kıtamızda azınlık olarak görebiliriz.”
Victor Orban sığınmacılar konusunda sert açıklamalarından ilkini geçtiğimiz haziran ayında yapmıştı.
Orban, bir Macaristan gazetesine verdiği demeçte çok kültürlülük döneminin kapandığını ileri sürerek “Hıristiyan olmayanlarla karışmak istemiyoruz. Ülkemizi çok kültürlülüğün etkilerinden korumak için her şeyi yapacağız” demişti.
Yaptırım savaşından silahlı savaşa mı?
ABD ile Rusya arasında, Ukrayna krizi nedeniyle giderek sertleşen “yaptırımlar savaşı”, ufuktaki silahlı bir savaşın önsözü olacak gibi görünmeye başladı.
ABD yaptırımlar kapsamındaki kara listeye 29 Rusu daha ekleyeceğini açıklarken, Kremlin buna aynı şekilde karşılık vereceğini duyurdu.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD yaptırımlarının meşru bir temeli olmadığını savunarak, bunun atılacak yeni bir düşmanca adım olduğunu öne sürdü.
Bakanlığın açıklamasında “ABD bu yolu, kendileri açısından olumsuz sonuçlar doğurmadan sürdürebileceğini düşünüyorsa, hayale kapılıyor demektir” denildi.