Arjantin’deki G20 zirvesinde sadece üç lider yüz verdi Suudi Veliaht Prensi Selman’a. Biri ABD Başkanı Donald Trump, diğeri Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, öteki de Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping. (Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la, İngiltere Başbakanı Theresa May de görüştü Prens’le ama onlar Kaşıkçı cinayeti üzerinde durdular.)
Trump, silah satıyordu durmadan Riyad’a. Bir yandan Yemen’de savaştırıyor, bir yandan da Suudi ordusunu uçaklarla, bombalarla, modern silahlarla donatıyordu. Örneğin, Yemen’de düşen uçağın, tüketilen bombaların yerini Amerikan silah sanayii hemen dolduruyordu.
Trump’ın bir başka çıkarı da Suudi Arabistan’ın petrol politikalarını kontrol altında tutmasından geliyordu.
Kısacası Trump, Prens Selman’ı katil de olsa cani de olsa başının üzerinde taşıyacaktı.
*
Putin’se bu ilişkiyi bozmanın, Trump’ı Suudi yakınlığından mahrum bırakmanın yollarını arıyor gibiydi. Başarabilir miydi?
Moskova, Riyad’a ne kadar yakın durabilirse Washington’ı o kadar uzakta tutabileceğine mi inanıyordu?
Putin’in, Selman’la görüşmekteki asıl amacı Prens’i değil Riyad’ı kazanmak olmalıydı.
Günün birinde bu görüşmenin içyüzü herhalde gün ışığına çıkarılacaktır.
*
Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping de, Selman’la ikili görüşme yapan liderler arasındaydı. Hatta Prens’le ilk görüşen lider Cinping’ti.
O da ülkesinin küresel çıkarları açısından Ortadoğu’da ve Körfez bölgesinde tutunmanın derdindeydi.
Üstelik Çin, bölgedeki ciddi yatırımlarıyla ABD ve Rusya’nın önünde gidiyordu.
*
Ne var ki, Amerikan istihbarat örgütü CIA, G20’de Selman’ı lider yerine koyan üç lider için de bir sürpriz hazırlamıştı.
Zirvenin son günüydü. Aile toplantısı bitmiş, ikili görüşmeler yapılmış, gezilmiş tozulmuş ve artık heyetler dönüş hazırlığı içine girmişti.
İşte tam da o saatlerde… ABD’de Wall Street Journal’ın yayınladığı gizli bir CIA değerlendirmesi Buenos Aires’e bomba gibi düşüyordu.
*
CIA değerlendirmesine göre, Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Kaşıkçı’nın öldürülmesinden önceki ve sonraki saatlerde cinayeti işleyen ekibi denetleyen çok yakın bir danışmanına en az 11 adet mesaj göndermişti.
CIA, bu mesajlara dayanarak Prens’in öldürme emrini vermiş olabileceğini savunuyordu.
WSJ’de yayınlanan CIA iddiasına göre Kaşıkçı uzun süredir Prens tarafından izleniyordu. Ağustos 2017 tarihli istihbarat verilerinden anlaşılan, Prens, yakın çevresinden Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’a dönmesinin sağlanmasını istiyor, gerekirse zora başvurulmasını öneriyordu.
*
CIA’in söz konusu değerlendirme raporunu basına sızdırması zamanlama açısından ilginçti, daha önce ya da daha sonra olabilirdi.
Ama bu şekilde CIA, hem ABD Başkanı’nın, hem de Rusya ve Çin liderlerinin Selman’la yaptığı görüşmelerin gerçekte bir katille yapıldığını tüm dünyaya göstermiş oldu.
Fas, Selman’ın ziyaret talebini reddetti
Rabat yönetimi, Arjantin dönüşünde ülkeyi ziyaret etmek isteyen Suudi Veliaht Prensi Selman’a “Hayır, gelme” dedi. Fas ayrıca, Suudi Arabistan’la yapılacak İşbirliği Konseyi toplantısının da belirsiz bir tarihe ertelenmesini istedi.
Prens daha önce yaptığı Tunus ziyaretinde yoğun protesto gösterileriyle karşılanmıştı.
Selman’ın, bir süre önce başlattığı yurtdışı gezileri, Kaşıkçı cinayeti nedeniyle bozulan imajını yenileme çabası olarak değerlendiriliyor.