İsrail Askeri İstihbaratı, Suriye’de 2019 yılı içinde önemli değişiklikler olacağını ileri sürmüş. Ne gibi değişikler acaba?
Suriye’yi istakrara kavuşturacak değişiklikler olabilir mi? Tabii ki, hayır! Suriye’nin istikrarı İran’ın güçlenmesi anlamına gelir.
İsrail’in işine gelen Suriye’nin istikrarsızlığının devam etmesi olacaktır. Ama bu da mümkün değil.
İsrail ve ABD’yi ayıralım, tüm dünya Suriye’nin istikrarlı hale gelmesini istiyor. En başta da Arap ülkeleri…
*
Ne var ki, İsrail Askeri İstihbaratı’nın şefi Tamir Hayman, istikrara kavuşacak Suriye’de İran’ın varlığından endişe edeceklerini belirterek “Yakından izlediğimiz konu budur” diyor.
Yani İsrail’in, Suriye’nin toprak bütünlüğünü, egemenliğini tanımaya hiç niyeti yok.
Tam aksine Tel Aviv, ABD’nin desteğiyle Suriye’yi yutmak istiyor.
Netanyahu’nun şu pervasızlığına bakar mısınız? ABD’nin Golan Tepeleri’ni İsrail toprağı olarak tanımasını istiyor. Yetmiyor, “Tüm ülkeler, İsrail’in Golan’daki egemenliğini tanımalıdır” diyor.
*
Oysa Golan, BM Güvenlik Konseyi kararlarına göre Suriye’ye ait.
Üzücü olansa bu kararları alanların İsrail’in Golan’ı işgaline sessiz kalmaları.
İsrail 1967 savaşında Golan’ı işgal ediyor, 1981’de ilhak ediyor; o günlerden bu yana, BM’deki yaptırım kararlarına karşın, kimsenin sesi çıkmıyor.
Tabii bu durumda, İsrail’in şımarması normal.
İster misiniz Trump “tanıdım gitti”, desin?
Zamanlama ilginç, Suriye’nin İsrail’e karşı bağımsızlık savaşına kalkışması çok zor. Suriye ordusu daha yeni yeni kendine geliyor çünkü. Şam’ın ve Esad’ın en zayıf zamanı.
İsrail’se “Suriye’den çekilirim ama Golan’ı isterim” demeye getiriyor.
*
Anlaşılan Rusya ve Çin’e çok büyük işler düşecek bu gidişle.
İsrail’e tam destek veren ABD, Tel Aviv’in İran rejimine karşı kendini savunma hakkı olduğunu teslim ederken Moskova ve Pekin’e de davetiye çıkaran adımlar atıyor.
Her iki başkentin Şam yönetimini ABD ve İsrail’in insafına terketmeyeceğini tahmin etmek zor değil.
Rusya zaten sahada… Çin henüz sahaya inmese de caydırıcı bir güç olarak hazırda bekliyor.
*
İsrail, Suriye’ye hava saldırıları düzenliyor, Trump yönetimi alkışlıyor.
Bunun tersi olursa ne olacak? Yani Suriye İsrail’e hava saldırıları düzenlese, Putin yönetimi de alkışlasa…
Günü geldiğinde her yapılan kötülüğün bir karşılığının olacağını düşünmeden hareket edenlerin sonları iyi olmuyor.
Bayatlayan numara: Kimyasal saldırı tehdidi
ABD, Suriye sorununda ne zaman köşeye sıkışsa “kimyasal saldırı” iddiasına yapışıyor.
En son Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton İsrail’de Şam yönetimini tehdit etti. Sanki kimyasal silah kullanılmış gibi “çok güçlü karşılık vermekten” filan söz etti.
2017 ve 2018 yıllarında yine ABD yetkilileri Suriye’yi “kimyasal saldırı” iddiasıyla suçlayınca uluslararası kuruluşlar Şam’a karşı soruşturma açmışlar, ancak herhangi bir kanıta rastlanmamıştı.
Yalnız şu var: Köşeye sıkıştırmak için Esad’ın düşmanları provakasyon düzenleyebilir.
Bu iş onlar için çok kolay. Ellerinin altındaki terör örgütlerinden herhangi biri, sivillere karşı kimyasal saldırı düzenler ve onlar da Esad yaptırdı derler.