Eh, Papa da, Peşmerge’nin terörle mücadelesine övgü düzüyorsa…
IŞİD’e karşı ABD’nin öncülüğünde oluşturulan uluslararası koalisyon artık tamam demektir.
Papa diyor ki, “Kürdistan bölgesinin hükümetine ve halkına, ayrım gözetmeden sığınmacılara yaptıkları yardımlar nedeniyle teşekkür ederim. Kürt bölgesindeki birlikte yaşam kültürü her türlü övgüyü hak ediyor. Kürt yönetimi ve Peşmerge güçleri terörizmle mücadelede çok önemli bir rol oynuyor.”
Peki, Papa ne yapmak istiyor? Katolik dünyasının dini lideri olarak IŞİD’le savaşa bir tür onay veriyor.
Papa tabii tek başına değil, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani’nin Vatikan’ı ziyaretinde düzüyor bu övgüyü.
H
Tabii Barzani’nin söyledikleri de önemli. Özetleyerek aktaralım:
“IŞİD teröristlerinin Musul, Şengal ve Irak’ın diğer bölgelerine saldırması nedeniyle her etnik ve dini gruptan insan evini ve yurdunu terk etmek zorunda kaldı.
Hıristiyanlar, Ezidiler, Müslümanlar ve diğer unsurlar zulme uğradı ve Kürdistan’a sığındı.
Kürdistan bölgesi de hiçbir şekilde ayrım yapmadan kardeşlerine kucağını açtı. Hükümetimiz sığınmacılara yardım etme noktasında elinden geleni esirgememiştir.”
***
Yalnız araya bir rapor girmiş; merkezi New York’ta bulunan Human Rights Watch (HRW) raporu. ABD politikalarıyla çok da ters düşmemeye çalışan bir insan hakları örgütü HRW ama bu kez bildiğini okumuş. Fehim Taştekin’in yazısından aşağıdaki alıntıyla devam edelim:
“Rapora göre Peşmerge güçleri çatışmalardan kaçan Arapların tekrar evlerine dönmelerini engelliyor. Mahmur, Zummar, Şeyhan ve Tilf Keyf gibi yerlerden kaçan Araplar kontrol noktalarından geri çevrilirken Kürtlere geçiş izni veriliyor. Belli yerlerde Arapların evleri dinamitle yıkılıyor, yakılıyor, duvarlara ‘Bütün Araplar teröristtir’ gibi sloganlar yazılıyor. Zummar’da Arapların evlerine Kürtler yerleştiriliyor. Kürtler bunu tartışmalı bölgeleri Kürdistan’ın sınırlarına katma politikasının bir uzantısı olarak yapıyor. Arap yoğunluklu 40 kadar köy ise IŞİD’in potansiyel destekçisi ve terör tehdidi olarak görülüp kuşatma altında tutuluyor.” (*)
***
ABD’nin desteğindeki Kürt yönetimine HRW’nin bir kastı olamaz.
Demek ki, gerçekler Neçirvan Barzani’nin söylediği ve Papa Francis’in zannettiğinden çok farklı.
*Etnik ve Mezhebi Temizlik, Radikal internet gazetesi, 02/03/2015.
Türkiye’yi sığınan Ezidiler Irak’a dönmek istemiyor
Türkiye’ye sığınan ve kamplarda yaşamını sürdüren 10 bin civarındaki Ezidi, “Ya Avrupa, ya Türkiye” diyor. Zorunlu olmadıkça Irak’a, Şengal’e dönmek isteyen yok.
BBC’nin röportajından okuyalım…
Diyarbakır’ın Yenişehir Belediyesi’nde kampta çadırda yaşayan 5 çocuklu Asya, “Bir daha asla Şengal’e dönmem, orada bizim düşmanlarımız var, hayatımızdaki her şeyi aldılar. Avrupa’ya da gidemiyorum. Eğer buradaki insanlar bize sahip çıkmaya devam ederse, kalmak istiyorum” diyor.
Babası ve eşi Avrupa’ya kaçmayı başaran Haylin ise “Şartlar düzelirse belki bir gün Şengal’e dönerim ama buradan gitmek istemiyorum” diye konuşuyor.
Sebre Eme, eşi ve 7 çocuğuyla Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya kaçmaya çalışmış ama başaramamış; Irak’a dönmek istemediklerini, Avrupa kapısını zorlamaya devam edeceklerini söylüyor.
Herhalde böyle çok sayıda Ezidi öyküsü var. Hepsinin ortak yanı, Irak’ta karşılaştıkları etnik ve dini ayrımcılık… Geçmişe göre değişiklik şu: IŞİD’le ayrımcılık vahşete dönüşerek doruğa çıktı…