Olay Gazetesi Bursa

Berlin heyecanlı, Ankara soğukkanlı

Türkiye-Almanya arasındaki “1915” gerilimi, kimilerini çok memnun etmişe benziyor. İstiyorlar ki, Ankara- Berlin kavga etsin, ilişkiler kopsun, gerginlik daha da yükselsin… Örnekse, Avrupa’da medyadan yansıtılan yorumlar: “Almanya’daki soykırım oylaması Türkiye’yi çileden çıkardı. (…) Türkiye, Ermenilerin kitlesel kıyımını kabul etmeli. (…) Türkiye’nin, [oylama sonucuna] yanıtı, vakur olmayan ve tarih dışı tavırdan da kötü. (…) Devletler arasındaki […]

Türkiye-Almanya arasındaki “1915” gerilimi, kimilerini çok memnun etmişe benziyor.

İstiyorlar ki, Ankara- Berlin kavga etsin, ilişkiler kopsun, gerginlik daha da yükselsin…

Örnekse, Avrupa’da medyadan yansıtılan yorumlar:

“Almanya’daki soykırım oylaması Türkiye’yi çileden çıkardı. (…) Türkiye, Ermenilerin kitlesel kıyımını kabul etmeli. (…) Türkiye’nin, [oylama sonucuna] yanıtı, vakur olmayan ve tarih dışı tavırdan da kötü. (…) Devletler arasındaki iyi ilişkilerin ön şartı tarihsel bir yalanın kabulüyse, o takdirde, bu iyi bir ilişki olamaz. (…) Türkiye’nin geçmişiyle yüzleşmesine ivedilikle ihtiyacı bulunuyor.”

Neyse ki, Ankara soğukkanlılığı elden bırakmadı.

*

Peki, Almanya Başbakanı Angela Merkel tasarının parlamentodan geçmesine engel olamaz mıydı?

Olabilirdi, diye düşünenler var. İyi de, niye olmadı? Olamadı çünkü sığınmacı politikası nedeniyle içeride köşeye sıkışmış durumda. Yani iki arada bir derede…

Son bir ankete göre Alman toplumunun yüzde 57’si Merkel liderliğindeki hükümetin çalışmalarından memnun görünmüyor.

Bu durumda… Hem soykırım tasarısı parlamentodan çıkacak hem Almanya’nın “Türkiye’yle güçlü ilişkileri” devam edecek… Tamam da, nasıl gerçekleşecek? Merkel’in bulduğu formül şöyle:

Bir kere parlamentonun yarıdan fazlası oturuma katılmayacak. Nitekim öyle oldu.

İkincisi kendisi, Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel ve Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier de oturuma gelmeyecek. O da öyle oldu.

*

Tabii, tüm bunlar Almanya’nın hesabı.

Ancak, soykırım iddialarını reddeden Türkiye’nin bu durumu sineye çekmesini kimse bekleyemez.

Gerekli adımlar atılacak. Ancak, ilişkilerde “kötüleşme” olmasına da izin verilmeyecek.

*

Bu arada Berlin’i düşündüren soruyu da unutmamak gerek: Türkiye’yle yapılan sığınmacı anlaşmasının geleceği ne olacak?

Düşünsünler bakalım…

 

Talkın ve salkım

 

100 küsur yıl önce bugünkü Namibya topraklarında neler olmuş?

O topraklar Alman İmparatorluğu’nun sömürgesiymiş. 1904-1908 yılları arasında Alman ordusu Herero ve Nama isimleriyle anılan kabileleri yok etmiş. Yani soykırım uygulamış.

Günümüz Namibyası her fırsatta bu soykırımı gündeme getirerek Almanya’yı suçlamış durmuş ama sonuç alamamış.

Ta ki, şu günlere kadar… Artık ne olduysa, nasıl olduysa Berlin görüşmeyi ve Namibya’yla ortak bir açıklama yapmayı kabul etmiş. Etmiş ama ipe de un sermeyi sürdürmüş.

Deutsche Welle editörü Marcel Fürstenau şimdi “Ermeni tasarısında bu kadar kararlı olan Federal Meclis Namibya konusunda da, Alman hükümetine öncülük edebilir” diyor.

Yahudi soykırımından sonra, bir de Herero ve Namaların katliamı…

İki büyük soykırımı Almanya kaldırabilecek mi acaba?