Ferguson’da silahsız siyah genç Michael Brown öldüğüyle kaldı.
Brown’ı vurarak öldüren beyaz polis memuru Darren Wilson Federal Hükümet kararıyla ceza almaktan kurtuldu.
ABD Adalet Bakanı Eric Holder, olayda kimsenin suçlanamayacağını ileri sürerek, “Son derece trajik olsa da Michael Brown’ın ölümü cezai bir durumu içermiyor” dedi.
Ama buna karşılık Ferguson polis örgütü üzerine Adalet Bakanlığı’nca yürütülen soruşturmada “polisteki ırk ayrımcılığına dayalı sistem” tüm yönleriyle ortaya çıkarıldı.
Bakan Eric Holder, polisin Ferguson’da yaşayan siyahlara karşı ayrımcı bir tavır içinde olduğunu doğrularken bu durumun sürekliliğine dikkati çekti.
Ferguson Belediye Başkanı James Knowles ise polislerin e-postalarında ırkçı içeriğin yoğunluğunun şaşırtıcı boyutlarda olduğunu açıkladı. Hatta bu durumdan ABD Başkanı Barack Obama da payını alıyordu.
Örneğin, e-postalardan birinde, “Bir siyahın 4 yıl boyunca sabit bir işte kalmasının mümkün olmadığı” şeklinde bir ifade yer alıyor, bir diğerindeyse Obama “şempanze” olarak gösteriliyordu.
Adalet Bakanı Holder Ferguson polis örgütünde reforma gideceklerini, bu amaçla tüm yetkilerini kullanacaklarını, gerekirse örgütü tamamen boşaltarak köklü bir değişiklik yapacaklarını açıkladı.
Başkan Obama’ya göreyse Adalet Bakanlığı’nın raporundaki ırk ayrımcılığı örnekleri Ferguson polisine özgü değil.
Onun için Obama, hem yönetim hem de toplum açısından önce Afrikalı Amerikalıların güvenlik örgütü bağlantılı sorunlarıyla yüzleşmek gerektiğine inanıyor.
Henüz, kâğıt üzerinde düşünülen önerilerden somut bir girişim yok.
Ama kabul etmek gerekir ki çözümü çok zor bir sorun.
Açıkça söylenmiyor ama Beyaz Saray’da siyah başkan da otursa beyazların yönettiği bir ülke ABD.
Bir siyahı öldüren beyaz polise ceza verilemiyor. Daha ötesi var mı?
Fuhuş, uyuşturucu ve kaçakçılık artık ekonomik faaliyet
Neoliberal ideolojiye göre, ülkelerin gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) hesapları, fuhuş, uyuşturucu ve kaçakçılık gibi yasadışı faaliyetleri de kapsamalıydı.
Ve oldu: Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından üye ülkelerin gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) hesaplamasına söz konusu alanlardaki gelirler de katıldı.
Sonuç: GSYH’si yüzde 1 oranında artan İtalya birinci çıktı. İtalya’yı İspanya ve Polonya izledi.
Türkiye, Japonya ve Şili ise henüz bu alanlardaki verilerin açıklanmaması nedeniyle hesaplamalara dahil edilmedi.
Brüksel’deki bir düşünce kuruluşu OECD’nin raporunu “Karanlık tarafa hoş geldiniz” başlığıyla duyurdu.
İtalya’nın birinci gelen ülke olmasının da “şaşırtıcı olmadığı” ifade edilirken eski Başbakan Berlusconi’nin özel yaşamı anımsatıldı. (Kaynak: BBC)