Olay Gazetesi Bursa

Bakü’ye Erivan üzerinden Moskova ayarı

Azerbaycan haddini aşıyordu. Türkiye’ye yakınlığı bir yana Batı’yla da içli dışlıydı. Özellikle Avrupa Birliği’ne yaklaşımı çok olumluydu. Azeri lider İlham Aliyev, eskiden olduğu gibi Moskova’nın şemsiyesi altına girmek istemiyordu. Ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in onca baskısına karşın Avrasya Gümrük Birliği’nden uzak durmaya çalışıyordu. İlk ciddi işaret Türkiye’nin Rus savaş uçağını düşürmesinden sonra geldi. Moskova […]

Azerbaycan haddini aşıyordu. Türkiye’ye yakınlığı bir yana Batı’yla da içli dışlıydı. Özellikle Avrupa Birliği’ne yaklaşımı çok olumluydu.

Azeri lider İlham Aliyev, eskiden olduğu gibi Moskova’nın şemsiyesi altına girmek istemiyordu. Ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in onca baskısına karşın Avrasya Gümrük Birliği’nden uzak durmaya çalışıyordu.

İlk ciddi işaret Türkiye’nin Rus savaş uçağını düşürmesinden sonra geldi.

Moskova Ermenistan’da başkent Erivan yakınlarındaki Erebuni askeri üssüne 8 adet helikopter gönderdi.

Söz konusu helikopterler Mi 24 ve Mi 8 “tahrik” helikopterleri olarak tanınıyordu.

İkinci işaret Ermeni askerlerinin Dağlık Karabağ’daki cephede Azeri askerlerine ateş açması oldu.

Azerbaycan buna havan topu atışıyla karşılık verdi.

Moskova, artık klişe haline gelmiş yatıştırma çabalarını yeniden ortaya sürdü: İkiniz de dostumsunuz, yapmayın etmeyin filan.

Ne var ki, genelde hep saldıran taraf Ermenistan oluyor, Azeriler zorunlu olarak karşılık veriyordu.

Belliydi ki, Rusların askeri desteği Erivan’ı şımartmıştı.

Şu son çatışmaysa bardağın taşmak üzere olduğunu gösterdi.

İlk saldıran taraf yine Ermenistan oldu.

Beklendiği gibi araya Kremlin girdi, yine o klişe yatıştırma diplomasisiyle her iki tarafa itidal tavsiyesinde bulundu.

Ama bu kez Erivan’ın hesabı tutmadı. Azerbaycan ordusu karşı saldırıya geçti ve Ermenistan’ın işgali altındaki bazı yerleri geri aldı.

İşte o zaman Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den “ateşkes çağrısı” geldi, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov “kaygı” duyduklarını bildirdi, Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova da “Karabağ’daki gerilimi yakından izlediklerini” söyledi.

Bakü mesajı almış mıydı? Öyleyse daha fazla uzatmaya gerek yoktu.

Zaten her defasında böyle oluyordu. Çatışma çıkıyor ama savaşa dönüşmeden taraflar yatıştırılıyordu.

Her defasında da yatıştıran Rusya oluyordu.

Azerbaycan ve Ermenistan… Rusya’sız olamazdı.

Anlaşılan Moskova, bunu, Bakü’ye ve İlham Aliyev’e yeniden anımsatma gereğini duymuştu.

Ve ne yazık ki, böyle zamanlarda Kremlin hep Erivan’ı kullanıyordu.

Keşke Ermenistan “Neden Azerbaycan’la sürekli kavga halindeyim?” diye kendine sorabilseydi…

 

SSCB yıkıldığından bu yana…

 

Dağlık Karabağ, Azerbaycan toprağı… Hukuka göre de öyle. Ama fiilen Ermeni ayrılıkçıların elinde… Ve SSCB’nin 1991 yılında yıkılmasından bu yana durum aynen devam ediyor.

Yaklaşık 30 bin kişinin öldüğü savaş yılları 1991-1994.

Sonra ateşkes ama her fırsatta çatışma…

Ermenistan saldırıyor, Azerbaycan savunmaya geçiyor, Rusya arabuluculuk yapıyor.

Rusya, Batılı ülkelerle birlikte sözde çözmeye çalışıyor Dağlık Karabağ sorununu. Ne ki değişen bir şey olmuyor.

Bu durum, her iki tarafın da sürekli silahlanmasına yol açıyor.

Kazanan kim? Tabii ki Rusya!

Çünkü silahları o satıyor…