Filistin’in bir devlet olarak tanınması konusunda İsveç’ten sonra İngiltere de harekete geçti. Fransa da sırada olabilir…
Netanyahu’nun son Gazze saldırılarının ardından İsrail elbette bir bedel ödeyecekti. Ama böylesine radikal girişimler de beklenmiyordu doğrusu.
Anlaşılan, Tel Aviv’in saldırganlığına Batılıların da tahammülü azalıyor artık ve İsrail giderek yalnızlaşıyor.
İsveç’in yeni seçilen merkez/sol hükümetinin Filistin devletini tanıma kararı gerçekte bir işaret fişeği oldu.
İngiltere Parlamentosu’ndaki dünkü girişimse büyük yankı uyandırdı.
İşçi Partisi milletvekili Grahame Morris tarafından hazırlanan önergede “Parlamento İsrail’in yanı sıra Filistin’i de bir devlet olarak tanımalıdır” ifadesi yer aldı.
Şu anda İngiliz hükümetinin politikası, “Filistin’i tanıma hakkımız vardır, bu hakkın ne zaman kullanılacağının kararı saklı tutulmaktadır” diyerek İsrail’i dizginlemek yönünde.
Ama parlamento “Filistin’in tanınması kararını” kabul ettiği zaman (sembolik bir önemi var dense de) Cameron hükümeti İsrail politikasında ister istemez daha dikkatli hareket edecektir.
Fransa’da da benzer bir girişim yaşanabilir.
İsveç’in kararının ardından Fransa Dışişleri Bakanlığı, “Filistin’i tanımanın geleceğe yönelik olumlu bir adım olacağını” belirtmişti.
Tabii İsrail tepkili: Netanyahu, “Filistin’in ancak İsrail’le yürütülen görüşmeler sonunda bir devlet olarak tanınabileceğini” öne sürüyor.
Ne var ki, Ortadoğu’da İsrail tek başına belirleyici olamaz. Hele, ABD ve Avrupa’ya karşın hiçbir şey yapamaz.
Öyle görünüyor ki, Filistinliler tarihi bir fırsatla karşı karşıya…
Gazze’de öldürülen sivilleri soran yok
İsrail 50 gün boyunca Gazze’yi bombaladı; yaktı, yıktı, adeta yerle bir etti. Ve sonra çekti gitti.
Şimdi İsrail’e engel olmayan Batılılarla Araplar kentin yeniden imarı için yardım topluyorlar.
Kahire’de düzenlenen konferansa 30 ülke katıldı ve kampanyada ilk yardımı 212 milyon dolarla ABD yaptı. ABD’nin ardından 568 milyon dolarla AB, 200 milyon dolarla Birleşik Arap Emirlikleri geldi. Katar’sa rekor kırdı; 1 milyar dolar sözü verdi.
Böylece kentte İsrail’in yıktıklarının yeniden yapımı için gerekli görülen 4 milyar doların yarısı sağlanmış oldu.
Şimdi… Akla şu soru geliyor: İsrail’in saldırılarında yaşamını yitiren 2 bin 100 Filistinli sivilin hesabını kim verecek?
Bunun için konferans düzenlemeye, para toplamaya gerek yok. BM Güvenlik Konseyi’nin cesaretle alacağı bir karar yeterli olacak…
Rusya-Çin ilişkilerine Matruşka benzetmesi
Moskova’yı ziyaret eden Çin Başbakanı Li Keqiang iki ülke arasındaki işbirliğinin önemini belirtirken “Rusya ile ilişkilerimizdeki derin potansiyeli ortaya çıkarmak Matruşkaya benziyor” dedi.
Li Keqiang ile Rusya Başbakanı Dimitri Medvedev enerji, bankacılık ve ticaret alanlarında 40 adet değişik anlaşma imzaladılar.
Anlaşmalarda karşılıklı ödemelerin dolar yerine ulusal para birimleriyle gerçekleştirilmesine karar verildi. Her iki ülke de dolara bağımlılığın azaltılmasını hedefledi.
Rusya, ABD ve AB yaptırımlarının ağırlığını Çin ile ekonomik ilişkisini derinleştirerek hafifletmeye çalışıyor.