AB, savaş suçları, soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçların adli takibini sıkılaştırıyormuş.

AB üyesi devletler söz konusu suçlar ve o suçların takibi konusunda geçmişe göre daha fazla sorumluluk duyuyormuş.

DW’deki habere göre Eurojust (Yargısal İşbirliği Ağı) Başkanı Ladislav Hamran’ın açıklaması da bu yönde.

Tabii ki, yasadışı uyuşturucu trafiği, kara para, insan kaçakçılığı, radyoaktif madde ticareti, motorlu taşıtlar ve bilgisayar suçları, yolsuzluk, dolandırıcılık ve bundan kaynaklanan kazanımların aklanması suçları ve de çevre suçları Eurojust’ın görevleri arasında devam edecek.

*

Almanya’nın Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Niels Annen, “Suriye, Yemen ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde okullara, hastanelere ve sivil mekânlara düzenlenen sistematik saldırıların şoke edici olduğunu” söylüyor.

Alman Bakan’ın sıraladığı ülkelerin en başına Filistin’i koyması ve listeye Libya’yı da eklemesi gerekir.

Savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçların takibi açısından en çarpıcı ve en somut örnek Filistin dramıdır. Suçlu da bellidir. Suçlu İsrail’dir. İsrail’in suç ortağıysa ABD ve Suudi Arabistan’dır.

Ve ne oluyorsa tüm dünyanın gözleri önünde olmaktadır.

İsrail, Filistinlileri çoluk çocuk demeden öldürmekte, yerlerinden yurtlarından sürmekte, okullarını, hastanelerini bombalamaktadır.

*

Bilmiyoruz AB bu konuda ne yapıyor… İsrail’in işlediği suçların takibini sıkılaştırıyor mu acaba? Eğer AB bunu yapmıyorsa çok yazık!

Hele ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail’in saldırılarını meşrulaştırma çabalarına destek veriyorsa, o da suç ortaklığı yapmak anlamına gelir.

Almanya’nın Devlet Bakanı Niels Annen “Uluslararası hukukta insan hakları üzerine yapılmış 1. Cenevre Sözleşmesi’nin imzalanmasının üzerinden 70 yıl geçmesine karşın silahlı çatışmalarda hâlâ en kritik kesimin siviller olduğunu” vurguluyor.

Ne var ki, Niels Annen Filistin’i görmüyor, Libya’da neler yaşandığını hiç düşünmüyor, Yemen’i es geçiyor ama Suriye/İdlib’de duruyor.

Alman Bakan Suriye’de dursun da, doğru dursun.

ABD, İsrail, İngiltere ve Fransa Suriye’yi bombalayıp yakıp yıkarken Niels Annen neredeydi acaba?

*

Anlaşılıyor ki, İdlib’deki terör örgütlerinin direnişinden de haberi yok.

İşte o zaman olmuyor. AB’nin savaş suçlarının adli takibini sıkılaştırmasının anlamı ve inandırıcılığı kalmıyor.

Haydi Suriye’yi geçelim…

Alman Bakan hiç olmazsa Yemen’deki binlerce çocuğun ölümünü, yıkılan hastaneleri, bölgeye gönderilen tıbbi malzeme ve ilaç yardımlarının ABD’nin desteklediği Suudiler tarafından engellenmesini dile getirse…

AB üyesi devletleri suçlulara karşı harekete geçmeye çağırsa…

Yoksa onu da mı yapamaz?

*

O zaman Libya savaşını hiç konuşmasın.

Libya’yı hangi ülkeler bombaladı? petrol kaynaklarını hangi ülkeler işgal etti?

Binlerce insanın ölüm emrini hangi liderler verdi?

Kısacası… Libya’yı bu hale kimler getirdi?

Anlaşıldı: Alman Bakan bu soruların hiçbirine yanıt veremez.