Söz konusu üç ülke şimdi de, Golan Tepeleri’ni ABD ve İsrail işgalinden kurtarmak, korumak ve o toprakları tüm dünyanın Suriye toprağı olarak tanımasını sağlamak için kolları sıvadı.
Astana üçlüsü ki, kendilerine garantör ülkeler de diyorlar, Kazakistan’ın başkenti Nur Sultan’da yaptıkları son toplantıda Golan için ortak bir bildiri yayınladılar.
Bildiride, Rusya, Türkiye ve İran, Golan toprakları üzerindeki İsrail işgalini meşru hale getirmeye çalışan ABD’yi kınıyorlar.
Çünkü işgal, uluslararası hukuka ve BM kararlarına göre yasa dışı. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 497 sayılı kararına da aykırı.
*
Ne var ki, İsrail ve Trump’ın ABD’si ne hak, ne hukuk, ne de adaleti tanıyor. Tüm bu kavramlar pratikte güçlü olandan yana.
O zaman bu güce karşı duracak başka bir güç ortaya çıkmalı.
İşte, o nedenle Rusya, Türkiye ve İran ortak bir bildiriyle ABD’nin Golan kararını kınama kararı aldılar.
Bildiride, Suriye’nin toprak bütünlüğünün, bağımsızlığının ve egemenliğinin altını çizen Astana üçlüsü “Bu bağlamda, ABD yönetiminin Golan Tepeleri’nde İsrail’in işgalini tanıyarak Ortadoğu’da barış ve güvenliği tehdit eden kararını şiddetle kınıyoruz” ifadesine yer verdi.
Bu arada, Astana formatına Suriye’nin komşuları Irak ve Lübnan’ın davet edilmesi konusunda da tarafların anlaşmaya vardıkları açıklandı.
*
Türkiye, Rusya ve İran belli ki, Ortadoğu’da ABD ve İsrail’e karşı cepheyi genişletmeye çalışıyorlar.
Bu cepheye Körfez’deki Arap ülkeleri arasından da katılım sağlanabilirse barışçı politikalar ABD ve İsrail’in savaşçı politikalarını bastırabilir.
Örneğin, Suudi Arabistan’ın Şam’la barışmak istediğine ilişkin haberler gelmeye başladı.
Riyad’ın, Rusya’nın Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev aracılığıyla Esad’a mektup gönderdiği daha önce açıklanmıştı.
Anımsarsak, Suudi Arabistan 2012 yılında Şam’daki diplomatik temsilciliğini kapatmış, Riyad’daki Suriye Büyükelçisi’ni de sınır dışı etmişti.
2018’de Arap dünyasıyla Suriye arasındaki ilişkiler normalleşme sürecine girmeye başlayınca Birleşik Arap Emirlikleri Şam’da yeniden büyükelçilik açan ilk Arap ülkesi oldu.
Suudi Arabistan ağırdan aldı, Şam’da büyükelçilik açmadı ama “Esad gitmeli” sözünü ulu orta dile getiren Dışişleri Bakanı Adil Cubeyr’i kızağa çekti.
*
Şimdi de Kral’ın, oğlu Muhammed Bin Selman’dan, yani Veliaht Prens’ten rahatsızlık duyduğu haberleri yayılıyor.
Olasıdır ki Kral, Veliaht Prens’i etkisiz hale getirerek hem Suriye’yle, hem Türkiye’yle barışmanın yollarını arıyor şu anda.
Öte yandan Riyad’ın arkasında duran ABD Başkanı ve ailesinin geleceğini kimse şimdiden öngöremiyor.
Trump gider mi, kalır mı, belli değil.
*
Kral akıllılık ediyor ve yeni bir oyun kurmak istiyor.
Öyle ya, yarın öbür gün Astana üçlüsüyle Şam’ın karşısında diz çökmek de var…