ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, John Kerry’ye tepkisini bu sözlerle dile getirdi.

Peki, Kerry’nin derdi neydi?

Nükleer anlaşmadan çekilen ABD’nin gerçek ABD olmadığının anlaşılmasını istiyordu.

Bu amaçla İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’le biri Norveç’te diğeri Almanya’da olmak üzere iki kez baş başa görüşme yapmıştı.

Çünkü Kerry, nükleer anlaşmanın mimarlarından biriydi ve Trump’ın çekilme kararından sorumluluk hissediyordu.

Kerry’nin yaptığını, Amerikan siyasi tarihinde yapan eski bir bakanın olmadığı belki doğruydu.

Ama ABD tarihinde Trump gibi bir Başkan ve böyle bir yönetim de görülmemişti.

Nitekim Pompeo’nun şu suçlamasına yanıt verme gereğini bile duymadı:

“Eski bir Dışişleri Bakanı olarak Amerikan dış politikasının altını aktif şekilde oymak görülmemiş bir şey. Uygunsuzun da ötesinde…”

Washington, hop oturur hop kalkarken John Kerry, San Francisco’daki Küresel İklim Eylem Zirvesi’nde kürsüye çıktı ve Donald Trump’a bu kez Paris İklim Anlaşması’ndan geri çekilmesi nedeniyle yüklendi:

“Konu hakkında uzaktan yakından hiçbir bilgisi olmayan bir başkan ABD halkına yalan söylüyor. Bir ekosistem içinde yaşıyoruz ve yaptıklarımızın sonuçları var. Ancak Başkan bunu anlayabilmiş değil.

ABD halkı Başkan’dan daha akıllı. Şu anda yaşanan kasırgalar, fırtınalar okyanuslardaki ısının yükselmesinden kaynaklanıyor.”

Evet, ABD’de kazan kaynıyor demiştik. Gidişat gösteriyor ki, Trump ve ekibini çok zor günler bekliyor…

 

Filistinlilere “Yüzyılın Anlaşması” yutturmacası

 

New York Times, Trump’ın Ortadoğu barışı için üzerinde çalıştığı “Yüzyılın Anlaşması” projesinde sona gelindiğini müjdelemiş(!)

Tamam da, “Yüzyılın Anlaşması” nedir, içeriğinde neler vardır belli değil.

Bugüne değin birinin çıkıp da “Anlaşma” konusunda bilgi verdiğine tanık olan da yok.

Bilinen tek şey anlaşmayı hazırlayanların Trump’ın Özel Temsilcisi Jason Greenblatt ve Başkan’ın danışmanlarından Jared Kushner olduğu.

Ancak propagandası çok yüksek: İçeriğinde neler olduğu bilinmeyen sözde anlaşma göklere çıkarılıyor.

İddiaya göre bu anlaşma sayesinde İsrail-Filistin barışı nihayet gerçekleştirilmiş olacakmış.

Bu arada anımsatmakta yarar var, Trump, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün 20 yıldır Washington’da faaliyet gösteren ofisini kapatmaya karar verdi

Bilindiği gibi Trump görevdeki süresi içinde, Büyükelçiliği Kudüs’e taşımak dahil, daima İsrail’den yana tavır aldı.

İsrail’in Filistinlilerin topraklarını işgal etmesine ve halkı o topraklardan sürmesine destek verdi, BMGK’dan karar çıkarılmasına engel oldu, Filistin topraklarında İsrailli asker, subay ve kamyon/buldozer sürücülerinin işlediği savaş suçlarına uluslararası dava açılmasına karşı çıktı.

Bu durumda, “Yüzyılın Anlaşması”nın Filistin’e barışı nasıl getireceğini değil de Filistin’i nasıl bitireceğini düşünmek gerekecek.

Neyse ki, dünya, Trump’ın ne mal olduğunu iyice anladı.

Aslında ondan İsrail’e de yarar gelmez de, bunu Netanyahu’ya anlatmak zor. Çünkü Trump’la kader birliği etmiş durumda.