Engin Özpınar
Engin Özpınar
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

“America First” dünyanın başını belaya sokacak

Spordaki sloganlara benzetilmişti ilk başta. Söyleyen de pek ciddiye alınmadığı için üzerinde pek durulmamıştı.

Ama gerçek oldu. ABD Başkanı Donald Trump dünyanın kaç bucak olduğunu ortaklarına göstermekte gecikmedi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel bile Avrupa Birliği’nin yeni gümrük vergilerinden muaf tutulmasını isteyerek Trump’tan ricada bulunmak zorunda kaldı. Yani ABD Başkanı karşısında aşağılanmayı göze aldı.

Trump Amerika’sının istediği de buydu.

Çünkü ABD’nin Avrupalı ticaret ortakları ki, en başta Almanya geliyordu, kendilerine karşı hiçbir zaman adaletli davranmamışlardı, buna inanıyorlardı.

AB, Almanya, Fransa, Çin, Güney Kore ve Japonya tokadı çoktan hak etmişlerdi. Trump ve takımının düşüncesi buydu.
 

Ne var ki, “America first”, bir oyun değildi.

ABD, geleneksel ortaklarına da düşman gözüyle bakmaya başlayan, onları tehdit eden, tehlikeli bir devlet haline geliyordu.

O biricikti, en öndeydi, kimse onu geçemezdi.

Trump’ın ruh hali, giderek tüm devlet aygıtını egemenliği altına alıyordu.

Almanlar, “Ani kararlar alan bir başkanın tatlı sözlerle ya da sert ifadelerle dizginlenemeyeceğini” düşünüyorlardı.
 

Bu yöntem, ABD için sürdürülebilir bir “siyasi strateji” de olamazdı.

Zaten yabancı olan her şeye potansiyel suçlu gözüyle bakan bir ABD’yi de dünya kaldıramazdı.

Bunun bir çıkışı olmalıydı. Tabii ilk akla gelen Kongre’ydi, Kongre’deki Cumhuriyetçilerdi. Başkan Trump boş bırakılmış, Beyaz Saray kontrol dışında kalmıştı. Trump’ı yola getirecek tek güç Cumhuriyetçi Parti olabilirdi. Şimdilik görünen çözüm yolu buydu.

Üstelik Cumhuriyetçiler tarafından Kongre’ye sunulmuş “Küresel ticarette güveninirlik” yasası tasarısı da hazır, bekletiliyordu. Aslında o tasarı yasalaştığı takdirde Trump’ın sonu belirsiz çılgınlığı da frenlenmiş olacaktı.

Yoksa, Avrupa Çelik Birliği EUROFER’in açıklamasında belirttiği gibi onbinlerce iş kaybıyla karşı karşıya kalınacaktı.

Buna bir de Çin’i ve irili ufaklı çelik üreten diğer ülkeleri ekleyelim… Avrupa ve Asya’da muazzam bir işgücü kitlesi ortada kalacaktı. Bu da kaosun yaratılması demekti.
 

Doğaldır ki, ABD’ye tepkilerin ardı arkası kesilmiyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel’den sonra Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da, Trump’la bir telefon görüşmesi yaptı. Söylediği şuydu: “ABD’nin küresel ticaret kurallarına uymayan kararına karşı AB açık ve sistematik bir tavırla cevap verecektir.”

Japonya da Dışişleri ve Sanayi bakanlarının açıklamalarıyla müttefiklik ilişkilerini tehlikeye sokan karardan ABD’nin bir an önce dönmesini istedi. Yoksa, hem Asya’daki hem ABD’deki piyasaları kaosun beklediğini savundu.

Çin’e gelirsek… Şimdilik soğukkanlı bir duruş içinde. Beyaz Saray’dan kararın iptalini istedi ama AB gibi sert çıkışlar sergilemedi henüz. Ticaret Bakanlığı, Çin’in meşru haklarını ve çıkarlarını korumak için elinden geleni yapacağını duyurmakla yetindi.
 

Aklı başında tüm başkentler ve liderler ABD Başkanı’nın Washington’da freninin çekilmesini bekliyor. Eğer Kongre bunu başaramazsa dünya kaybedecek…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X