Engin Özpınar
Engin Özpınar
E-Posta: [email protected] YAZARIN TÜM YAZILARI

AB’nin ek yaptırımı ateşkese gölge düşürdü

Minsk’te anlaşma sağlanmış, ardından ateşkes yürürlüğe girmiş, tarafların büyük ölçüde karara uydukları görülmüş… Tam da umutlar çoğalmaya başlamışken… O da ne? AB, 5 Rus yetkiliyi daha kara listeye alarak yaptırımları genişletmiş.

Şimdi diyorlar ki, bunun sabotajdan başka bir açıklaması var mıdır acaba, AB’nin anlatması gerek.

*

Şu son yaptırım, AB ile Rusya arasına bomba koymak neyse, bu da onun aynısı… Kara listeye alınan 5 kişi arasında 2 savunma bakan yardımcısıyla Rusya’da popüler bir şarkıcı olan bir milletvekili bulunuyor.

Daha önceki yaptırımlara göre çok da önemliymiş gibi görünmüyor aslında ama taraflar ateşkes derdindeyken sembolik anlamının ağırlığı bile arayı bozmaya yetiyor.

*

Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle:

12 Şubat’ta Minsk’te, önde gelen Avrupalı liderlerin katılımıyla varılan mutabakatlara rağmen alınan bu karar, tamamıyla saçmalıktır.

Ukrayna içindeki krizin çözümü konusunda her umut doğuşunda AB’nin hemen Rusya karşıtı yeni kısıtlamalar getirmesinin ne kadar tutarsız ve mantıksız olduğunu not etmekteyiz.

AB, Ukrayna’nın doğusundaki durumu anlamıyor ve sonuçta Kiev’deki savaş yanlılarına hizmet etmiş oluyor.

Brüksel’in sağduyu ile çelişen ve siyasi çözüm arayışlarıyla bağdaşmayan bu kararına gereken yanıt verilecektir.”

*

İlginçtir, dün sabah yürürlüğe sokulan ek yaptırımlara Rusya’nın gösterdiği tepki, AB tarafında yanıtsız kaldı. En azından Almanya ile Fransa’nın bir şey söylemesi gerekirdi.

Öyle ya, ABD’nin silah yardımlarıyla Ukrayna krizini tırmandırma eğilimine karşı Almanya ve Fransa hep frene basarak siyasi çözümden yana tavır almıştı.

Şimdi, ateşkesin ikinci gününde, ek yaptırımla suyu yeniden bulandırmanın olumlu bir anlamı olabilir miydi?

*

Bir iddia var: Minsk ateşkesi, giderek güçten düşen Ukrayna ordusunun yeniden toparlanması için bir tür mola oldu. Mola süresince orduya çekin düzen verilecekti.

Silah sevkiyatı filan tamam da, en önemlisi firarlardı. Ukrayna ordusundan çok sayıda askerin silahlarla birlikte firar ederek isyancıların saflarına katıldıkları bildiriliyordu.

Devlet Başkanı Poroşenko ordudan firarlar konusunda bir şey yapamıyordu. Ona silah sevkiyatı yanında bu konuda da yardım edilmeliydi.

Peki, bunu kim yapacaktı? Almanya mı, Fransa mı, yoksa ABD mi, Kiev’i Rusya’yla savaşacak çapta ciddi bir silahlı güç haline getirecekti?

*

Muhtemelen bu görevin taliplisi ABD olacak.

Çünkü bu konuda, bugüne değin en açık tavır alan ülke lideri Başkan Barack Obama… Obama, gayet net bir şekilde, Ukrayna’nın silahlandırılmasını savunuyor. Yani gizlisi saklısı yok.

Ukrayna’da çok sayıda ABD askerinin, ya da Ukrayna askerini eğitecek ABD askerinin bulunduğuna ve de ağır silah sevkiyatı bile yapıldığına ilişkin haberler de Washington tarafından yalanlanmadığına göre…

Öyle anlaşılıyor ki, Başkan Obama Ukrayna krizinde çok ciddi bir şekilde rol sahibi.

*

İyi de bu gidişata Almanya ile Fransa ne diyecek?

Avrupa’da istikrarsızlığa yol açacak bir savaş istemediklerine göre olumlu yanıt vermeyeceklerini tahmin edebiliriz.

Ama yaptırımlarla Putin’i sıkıştırmak, Rusya’yı zayıflatmak, hem Berlin hem Paris için ehvenişer…

Ama nereye kadar? Yaptırımlara verdiği karşılıktan da anlaşılıyor ki, Moskova’nın da bir tahammül sınırı var…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X