Türkiye-Amerika ilişkilerinin zorlu bir dönemden geçtiğini bilmeyen yok. 

ABD, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 alımını müttefikliğe ve NATO üyeliğine bir türlü sığdıramadı. 

İyi de Türkiye’nin kendi güvenliğini düşünmesi, savunmaya yönelik önlemler almak istemesi de gayet normal.

Bu açıdan değerlendirme yapıldığında ABD’nin vaveyla koparması Ankara’ya hiç anlamlı gelmedi. Üstelik zamanında Türkiye’nin satın almak istediği Patriotları vermekten kaçınan da Washington’ın kendisiydi.

Bir ara Amerikalı senatörler eleştirinin dozunu yükselterek Türkiye’yi tehdit etme cüretini gösterince gerilim yaşanması da kaçınılmazdı.

Nitekim bir kapışma oldu, Ankara gereken yanıtı göndermekte gecikmedi.

*

Şu anda Washington’da Türk-Amerikan Konseyi (ATC) toplantısında her iki taraf görüşlerini yinelerken bir yandan da gerilimi azaltma çabası içinde görünüyorlar.

Örneğin, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar Türkiye’nin ABD’nin hasmı olmadığını belirterek bu süreçte Washington’dan itidal ve sabır beklendiğini ifade ediyor.

Akar, o nedenle Türkiye’nin CAATSA (yaptırımlar yasası) kapsamında değerlendirilemeyeceğini vurguluyor.

Akar’ın ardından bir konuşma yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da, Türkiye’nin Rusya’yla diyaloğunun üçüncü bir ülkeyi hedeflemediğini belirtirken şöyle diyor:

“Biz NATO üyesiyiz. ABD’yle stratejik ortaklığımıza değer veriyoruz.

 Türkiye’nin F-35 programından çıkarılması bir cezalandırma olamaz, olsa olsa programa zarar verir. 

Türkiye 360 derece bir dış politika izliyor. Amerika’nın Türkiye’yi müttefik ve dost olarak kaybetme lüksü yok.”

*

Amerikalı politikacılar arasında şu günlerde S-400 nedeniyle”Türkiye’nin dostu olmak zor” ifadesi sıkça yineleniyormuş.

Oysa NATO Parlamenter Asamblesi Başkanı İngiliz Madeleine Moon, Türkiye ve S-400  konusu açıldığında Amerikalıları şaşırtan bir yanıt veriyor:  “Türkiye ne alacağı konusunda kendisi karar verir!”

Ve ekliyor: “NATO kimseye ne alacağını ve ne yapacağını söylemez. Bu NATO’nun çalışma tarzı değildir ama her tercihin  bir sonucu olduğunu da bilmek gerekir. Türkiye çok kritik olaylarda ve süreçlerde önemli roller üstleniyor. 

Afganistan, Irak ve Kosova’daki rolünü buna örnek gösterebiliriz. 

Türkiye NATO için sorumluluk alabilen güçlü ve sağlam bir müttefiktir.”

*

Rastlantıya bakın ki, Madeleine Moon bu açıklamayı Antalya’da düzenlenen bir NATO semineri için geldiği Türkiye’de yapıyor. 

Ve Moon, daha önce NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in de çok haklı olarak, “Türkiye’nin ne alacağına kendisinin karar vereceğini” söylediğini anımsatıyor.

*

ATC yıllık konferansı, savunma, ticaret, iş ve yatırım olanakları, teknoloji ve çevre gibi çok boyutlu panellerle sürüyor.

Türkiye de, Washington’daki bu büyük buluşmaya Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın yanı sıra Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Enerji Bakanı Yardımcısı Alparslan Bayraktar’la katılıyor.