Perşembe akşamından bu yana tüm dünya, ABD’nin ürettiği yeni bir bombanın öyküsüyle çalkalanıyor. Meğer bombaların anasıymış söz konusu bomba.
10 ton ağırlığında ve 10 metre uzunluğundaki bombanın iyi tarafı nükleer olmamasıymış.
Kötü tarafıysa etki alanının çok geniş, yakıcı etkisinin ve sesinin çok yüksek olmasıymış.
Alevinin yüksek parlaklığı sayesinde düşmana karşı psikolojik bir silah olarak da çok etkiliymiş.
Her neyse diyerek geçelim, yoksa bombanın özellikleri saymakla bitecek gibi değil.
İnsanlık, daha önce bir silahı böylesine kutsamış mıdır, bilmiyoruz.
İnternetteki resimlerinden anlaşılıyor ki, yeteneklerinin yanı sıra çok da estetik bir silah olarak görünüyor Amerikalıların yeni icadı.
Tabii bombanın patladığı yerde büyük yıkım yaşanıyormuş.
İşte, Afganistan’da, dünya kamuoyunun önündeki ilk ciddi deneme…
Bomba, Nangarhar eyaletinde IŞİD’in tünellerini yok etmiş.
Bu arada patlamanın şiddeti, komşu eyaletlerde de hissedilmiş vs.
Bir bomba güzellemesidir gidiyor medyada.
Peki, hiç eleştiren yok mu?
Şu ana kadar ortaya çıkan tek bir kişi var, eski Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai.
Karzai, yazılı açıklamasında şöyle demiş: “Bu saldırı insanlık dışı bir olaydır. Şiddetle kınıyorum. Afganistan ağır silahların test edildiği bir ülke olmamalıdır.”
Başka kınayan yok. Ama tapınan çok…
Bombanın mesaj verdiği tek adres Rusya
ABD’nin Suriye ordusuna ait bir hava üssünü füzelerle vurması, ardından Afganistan’da IŞİD mevzilerine karşı, tüm bombaların anası GBU-43/B’yle saldırması Rusya’ya yönelik iki ayrı mesaj olarak algılandı.
Rusya Federasyonu Konseyi Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkan Yardımcısı Frants Klintseviç, “Her iki eylemde de ABD’nin gücünü göstermesi söz konusu ve mesaj verilmek istenen tek adres de Rusya’dır” dedi.
Rusya Federasyonu Konseyi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Konstantin Kosaçev de ABD’nin Afganistan’daki yasal operasyonlarının sona erdiğini belirterek, “Şimdi, de facto olarak IŞİD’e karşı askeri operasyon düzenliyor. Ne BM Güvenlik Konseyi’nin ne de NATO’nun onayı var” dedi.
RF Dış İlişkiler Komitesi Üyesi Oleg Morozov’sa ABD’nin Afganistan’da nükleer olmayan en büyük bombayı kullanmasının dünyada yeni bir silahlanma yarışına yol açabileceğini söyledi.
Kuzey Kore Çin’i zor durumda bıraktı
ABD Başkanı Trump’ın “icabına bakılacak” dediği Kuzey Kore için Pekin yönetimi çok pasif bir tutum sergiledi. Gözlemciler, Kuzey Kore konusunun Çin lideri Şi Cinping’in ABD ziyaretinde ele alınmış olabileceğini belirterek, Pekin’in hareketsizliğini Florida görüşmelerine bağladılar.
Ne ki, dün Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin uyarısı alarm zillerini çaldıracak türdendi. Yi yaptığı açıklamada, “Kuzey Kore-ABD gerilimi her an çatışmaya dönüşebilir” dedi. Çinli bakan bir savaşın çıkması durumunda da bunun kazanını olmayacağını öne sürdü.
Pekin, öyle anlaşılıyor ki, ABD’nin önüne çıkmıyor, her iki tarafı da uyarmakla yetiniyor. Bu bir bakıma “Ben Kuzey Kore’nin arkasında değilim” anlamına geliyor.
Tabii bu durumun Pekin açısından eksileri olacaktır. Örneğin Şi Cinping yönetimi ABD’yle fazla içli dışlı olmakla suçlanabilir.