Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, iç savaşın kışkırtıldığı ilk günden bu yana ülkede ılımlı muhalefet diye bir grubun ya da grupların olmadığını tekrarlayıp duruyor.
Örneğin Suriye lideri en son Danimarka televizyonuna yaptığı açıklamada “Suriye’de ılımlı muhalefet hurafedir” diyor. Yani, doğru değildir, boş bir inançtır, efsanedir demek istiyor.
Ne var ki, dünya Esad’ın söylediklerini değil hep Batı’dan verilen enformasyonu ciddiye aldı ve hep ona inandı.
Terörist gruplar da vardı ama ABD ve koalisyon onları zaten hiç desteklemedi. Öyle diyorlar.
Destek verilenler Suriye’nin demokratik muhalefetini temsil eden örgütlerdi.
Ve bugünlere Batı’nın bu baskın söylemiyle gelindi.
***
Derken değişik bir isim gerçekçi bir bakış açısıyla ortaya çıktı: Sol Haber’e göre eski CIA çalışanı, Ankara İstasyon Şefi Graham Fuller, bir yazıyla Washington’a uyarıda bulundu.
Fuller yazıda “Suriye’de başından bu yana ‘ılımlı muhalefet’ diye bir şeyin olmadığını, askeri müdahalenin cihatçılar tarafından domine edildiğini” kayıtlara geçirdi.
Tabii, Fuller’in Suriye liderinin tezini desteklemek gibi bir niyeti, bir amacı olamaz. Ama CIA ve Pentagon’un hataları onun düşüncesini, Esad’ın teziyle yan yana getiriyor işte.
***
Devam edelim…
Graham Fuller’e göre ABD’nin önünde biri iyi, diğeri kötü iki seçenek var: Birincisi, Beşar Esad’ın, gönülsüzce de olsa, iktidarda kalmasını kabul ederek savaşın ve ölümlerin durdurulması.
İkincisiyse, iç savaşa bir tek Suriyeli kalmayana kadar devam etmek.
Washington’ın artık bir karar vermesi gerekiyor.
Ve tabii ki karar birincisinden yana olacak ama bu da “Suriye’yi Rusya’ya bıraktın” gürültüsü koparacak.
***
Aslında sorun CIA’si, Pentagon’u, Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Sarayı’yla ABD’de. Washington, Suriye’de yaşananları doğru mu okuyor, doğru mu anlıyor?
Eski CIA Ankara İstasyon Şefi Graham Fuller, Esad’ın [ülke çapında] yalnız azınlıklardan değil, ekonomik, askeri ve yönetsel seçkin kesimden de destek aldığını vurgularken, “Suriye’nin kendi haline bırakıldığında rejimin zafer kazanacağına” dikkati çekiyor.
Halep özelinde de durum, Fuller’in saptamalarını doğrular nitelikte: Yakın Doğu Haber’in Suriye Temsilcisi Mehmet Serim, “Halep’te halkın çoğunluğunun ve özellikle burjuvazinin Esad’ın yanında olduğunu” belirtiyor.
***
Bu durumda…
ABD ve koalisyona Halep’te müttefik olarak Nusra Cephesi örgütünden başka bir şey kalmıyor.