Türkiye’nin Suriye politikası ilginç bir noktaya geldi: IŞİD saldırılarına karşı Kobani’nin savunulmasında devreye giren ABD, dolaylı olarak Esad’ın da elini rahatlatmış oldu. Ve bunu da Savunma Bakanı Chuck Hagel’ın ağzından itiraf etti.
Hagel, “koalisyon güçlerinin” IŞİD’e yönelik bombardımanından Esad’ın yararlandığını belirtirken “Ne var ki, Ortadoğu’da istikrar ve güvenliği sağlamak için uzun vadeli bir stratejiye ihtiyacımız var” diye konuştu.
Bakan Hagel, “ABD’nin Esad’a karşı daha agresif olması gerekmiyor mu?” şeklindeki bir soruyu lafı çevirerek şöyle yanıtladı: “Farklı seçenekler üzerinde sürekli değerlendirmeler, ayarlamalar ve çalışmalar yapıyoruz. Tabii bu karmaşık ve uzun vadeli bir sorundur.”
Bu arada ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, IŞİD’le mücadeleye destek veren ülkeleri sayarken Suriye’nin adını da telaffuz etti.
Kerry’nin ifadesi şöyleydi: “Bölgede istisnasız her ülke IŞİD’e karşı. İster İran, ister Suriye ya da Türkiye, Irak, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri olsun, hepsi IŞİD’e karşı.”
Kerry, peşmergenin Kobani’ye geçişini Suriye’ye “dış müdahale” olarak değerlendirmesine ve de Esad’ın zayıflatılmasına izin vermeyeceğini ilan etmesine karşın İran’ı da takımın içine alıyor ve memnuniyetini gizlemiyordu.
***
Gelinen nokta Türkiye’nin arzu ettiği bir durum değil.
Gerçi Ankara koalisyonla birlikte hareket ediyor ama kendi görüşünü yinelemeyi de sürdürüyor.
Bilindiği gibi Türkiye’nin Suriye politikası Esad’ın gidişi ve Suriye rejiminin yıkılışı senaryolarına odaklı.
Ama Batı’da strateji ve taktikler, gelişmelere göre, değişiyor/değiştiriliyor.
Örneğin ABD ile İran kafa kafaya verebiliyor, Esad’la dolaylı temas kurulabiliyor…
***
Bakalım, Suriye krizi hangi durumda, nasıl çözülecek?
Oyunun sonunda “Şah ve mat” diyen kim olacak?
Hollande, Erdoğan’a AB umudu vermedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Fransa’ya yaptığı yarım günlük çalışma ziyaretinde iki ülkenin Suriye’deki rejim ve IŞİD’le mücadelede görüş birliği içinde oldukları bir kez daha teyit edildi. Ama Türkiye’nin AB ilişkileri konusunda Fransa’dan beklenen destek gelmedi. Cumhurbaşkanı François Hollande da hiç umut vermedi.
Hollande, ortak basın toplantısında AB ile Türkiye arasında “samimi diyalog” gerektiğini belirtirken Sarkozy döneminde “tam üyeliğe götürür” gerekçesiyle Fransa’nın tek yanlı bloke ettiği başlıklar konusuna değinmekten kaçındı.
Türkiye, yargı, temel haklar, adalet ve insan haklarıyla ilgili müzakere başlıklarının açılmasını talep ediyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Türkiye’nin AB üyeliği konusunda en büyük desteği Fransa’dan beklediğini belirtirken “Ama Hollande’dan müjdeli haber alamadım” dedi.
AB üyeliği konusunda “Türkiye’ye yapılanın başkasına yapılmadığını” ifade eden Erdoğan, Ankara’nın 1963 yılından bu yana “kapıda bekletildiğini” söyledi. (Kaynak: DW)