ABD’nin, Batılı zengin devletlerin liderliğini yapmaktan vazgeçebileceğine ilişkin bir iddiaya kimse inanmazdı.
Ancak Avrupa’da insanları hayrete düşürse ve karamsarlığa sürüklese de böyle bir durum gerçekleşti.
Başkan Donald Trump, Kanada’daki G7 zirvesinde liderliği elinin tersiyle itiverdi.
Ve birbirine pek güvenemeyen ülkelerden oluşan Avrupa Birliği, ABD karşısında gerçek bir birlik olmanın sancılarını yaşamaya başladı.
Avrupa’nın büyüklerinde, özellikle de Almanya’da medyada ABD’siz bir Batı oluşturulmasına yönelik öneriler tartışmaya açıldı.
*
Die Welt gazetesindeki değerlendirme bu bakımdan önemli sayılmalı.
Şöyle diyor Die Welt: “Quebec’teki G7 zirvesi Başkan Trump’ın gerçek kişiliğini gösterdi. Dolayısıyla zirve ‘rezaleti’ küçük bir hata değil, Avrupa’yı gelecekte nelerin beklediğinin habercisidir. ABD, Quebec’te Batı’nın liderliğine veda etti. Bu bakımdan Avrupa Birliği’nin diğer Batı ülkeleriyle birlikte B planı hazırlama vakti gelmiştir. Avrupa, yaşadığımız bu bambaşka dünyada bir an önce zamanın gereklerine ayak uydurmalıdır.”
*
Süddeutsche Zeitung’un önerisi de ilginç. Yorum şöyle: “Almanlar, Avrupa’dan başka seçeneklerinin olamayacağını idrak etmelidirler. Avrupa’nın Almanya’ya pahalıya mal olmasından çekinenler, önce, Trump Amerika’sıyla başa çıkabilmek için ne ödeyeceklerini düşünmek zorundadırlar. Bu tarihi anda Almanya Başbakanı tereddütte kalmamalıdır. Büyük Avrupalı Helmut Kohl’ü örnek alıp Fransa’yla omuz omuza vermelidir. [Bu bağlamda] Merkel ve Macron derhal Avrupa’yı yenileme girişimi başlatmalıdırlar. Almanya ancak güçlü bir Avrupa’nın parçası olarak Trump ve diğer zorluklarla başa çıkabilir.”
*
Medyadaki öfkeye karşılık Almanya’nın lideri Başbakan Angela Merkel soğukkanlılığı elden bırakmıyor.
Elbette o da çok öfkeli ama ABD’nin Trump’tan ve yandaşlarından ibaret olmadığını biliyor. Ayrıca, AB’nin Trump’a karşı ortak tavır alamaması durumunda Avrupa’nın dağılacağına da inanıyor.
Merkel, Trump’ın tutumunun işleri zorlaştırdığını kabul ettiğini belirterek “Ancak buna karşın onunla ilişkileri sürdüreceğim. Temmuz ayında Brüksel’deki NATO zirvesinde bir araya geleceğiz” diyor.
Alman liderin AB ülkelerine bir de uyarısı var: AB içinde her ülke kendi başına hareket ederek ABD, Çin Halk Cumhuriyeti ya da diğer bir ülkeyle anlaşmaya çalışırsa, sonunda Avrupa dağılır.”
*
Ne var ki, Merkel’in ölçülü yaklaşımına, Sosyal Demokrat SPD lideri Andrea Nahles katılmıyor ve Berlin’in Trump’ın başkanlığındaki ABD’yle “makul ve güvenilir” bir politika izlemesini mümkün görmediğini söylüyor.
Nahles’e göre Almanya ve AB, uluslararası işbirliğini güçlendirmek için Kanada ve Japonya’yla birlikte çalışmalı.
Trump’ın “Önce Amerika” sloganına karşı AB’nin yanıtı da “Birleşik Avrupa” olmalı.
*
Belli ki Trump, Avrupa karşısında kendine güveniyor. Çünkü Avrupa’da birlik beraberlik tam olarak sağlanmış değil. Ülkeler arasında çeşitli konularda anlaşmazlıklar var.
Frankfurter Rundschau gazetesindeki yorumda bu durumun Avrupa’nın “Jeopolitik aktörlük” yapmasını engellediği belirtiliyor.
*
Ancak AB içinde bu iş böyle gitmez diyenlerin sayısı da artıyor.
ABD Başkanı bir sokak adamına benzetiliyor. Beyaz Saray’a onun ve ailesinin hiç yakışmadığı konuşuluyor.
Bu konuda ABD Kongresi’ndeki senatörlerle Avrupa’nın liderleri aynı görüşteler.
*
Bakarsınız çözüm Avrupa’dan beklenirken Washington’dan gelir.