Olay Gazetesi Bursa

AB’de sığınmacı krizi ve olası tehlikeler

Sığınmacı akınıyla baş edemeyen Avrupa Birliği büyük bir krize sürüklenmiş bulunuyor. Altından kalkarız gibi laflar ediyorlardı ama öyle görünüyor ki, kalkamadılar. Bir kere sığınmacıların dağılımı büyük sorun. Bu konudaki tartışma bitmek bilmiyor. Hangi AB üyesi ülke, ne kadar sığınmacı kabul edecek belli değil. * Şimdilik belli olan, tek bir sığınmacı bile almak istemeyen üyeler: Macaristan, […]

Sığınmacı akınıyla baş edemeyen Avrupa Birliği büyük bir krize sürüklenmiş bulunuyor.

Altından kalkarız gibi laflar ediyorlardı ama öyle görünüyor ki, kalkamadılar.

Bir kere sığınmacıların dağılımı büyük sorun.

Bu konudaki tartışma bitmek bilmiyor.

Hangi AB üyesi ülke, ne kadar sığınmacı kabul edecek belli değil.

*

Şimdilik belli olan, tek bir sığınmacı bile almak istemeyen üyeler: Macaristan, Slovakya, Çek Cumhuriyeti ve Polonya…

Bunlar başı çekenler; gerisi de var: Doğu Avrupa’daki üyelerin aşağı yukarı tümü… Kota uygulanmasını da istemiyorlar. Uygulanacaksa da, bağlayıcı olmasın diyorlar.

Gerçi sığınmacı dağılımı, üyelerin nüfusu ve ulusal zenginliği gibi belli objektif kriterlere göre yapılacak ama olayın bir de organizasyon tarafı var ki, hiç kolay değil.

Sığınmacılara konut verilmesi, erzak ve eşya yardımı yapılması, sürdürülebilir eğitim, iş, ulaşım, haberleşme ve de sağlık hizmeti sağlanması, hem de hızlı bir şekilde sağlanması her ülke için hemen gerçekleştirilebilecek şeyler değil.

Örneğin, bu konuda Almanya ile diğerleri bir tutulamaz.

Almanya dışında hangi AB üyesi ülke, ilkokul öğrencilerine, yabancı ülkelerden gelecek yaşıtlarına nasıl davranılması gerektiğini öğretiyordur acaba? Berlin, okullara ders koymuş bu konuda.

*

Şimdi, bir de Macaristan’ı, Slovakya’yı filan düşünelim.

Macaristan Başbakanı Orban sığınmacı karşıtı olarak günlerdir konuşup duruyor.

Slovakya Başbakanı Robert Fico da, Avrupa’nın artık güvenli bir yer olmaktan çıktığını savunuyor.

Bırakın nezaket göstermelerini sığınmacıları bir kaşık suda boğacaklar.

Adı Avrupa Birliği de, sığınmacı krizinde “birlik” olamıyorlar.

*

Sonra Schengen’in durumu…

Sınır denetimleri başlıyorsa, Alman medyasındaki ifadeyi yineleyelim, “Schengen sallanıyor” demektir.

Öyle anlaşılıyor ki, sığınmacı krizi, AB içinde üzeri örtülen kimi sorunları da gündeme taşıyacakmış gibi görünüyor.

Örnekse, Fransa ve Almanya merkezli cepheleşme, aşırı sağın sığınmacılar üzerinden güç kazanması ve ortak para birimi Euro’nun Birliği ayrışmaya sürüklemesi…

*

Tabii bu arada sığınmacı akınının nedenleri de tartışılıyor. En önemlisi savaş ve şiddet… İnsanlar savaşın ve şiddetin yoğunlaştığı yerlerden kaçıyorlar.

İşte Suriyeliler! Kitleler halinde yerlerini yurtlarını terk edip Avrupa’ya sığınmaya çalışıyorlar.

Suriye’de iç savaş ve şiddet sona ermeli, ülke teröristlerden temizlenmeli ki, kaçış dursun, iade politikaları devreye girsin, gönüllü geri dönüşler teşvik edilebilsin…

*

Suriye konusunda çarpışan iki görüş var:

Birincisi, sığınmacı krizinin çözümü için Avrupa’nın (ABD’nin de tabii) terör gruplarını desteklemekten vazgeçmesini şart koşuyor.

İkincisiyse Esad’ın devrilmesinin, rejimin çökertilmesinin gerekliliğini savunuyor ve ancak o zaman iç savaşın sona ereceğini ileri sürüyor.

*

Ne var ki, Avrupa, sığınmacı akını bağlamında, Kaddafi sonrası Libya’daki oluşuma verilen desteği eleştiriyor. Tabii ders çıkarılıyor. Aynı hatanın Suriye’de tekrarlanmaması için…