ABD Başkanı Donald Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını ilan ettiğinde dünya liderlerinden çok tepki almıştı.
Tepki verenler arasında Ürdün Kralı 2. Abdullah da vardı.
Kral Abdullah, bölgede, ABD’nin en iyi müttefiklerinden biri sayılıyordu. O nedenle biraz şaşkınlıkla karşılanmıştı Ürdün liderinin tepkisi. Elbette sevinç yaratmıştı bu tepki ama Kral o ilk günlerdeki dik duruşunu sürdürebilecek miydi?
İşte o konuda kuşkuluydu sevinenler.
Nitekim yanılmadılar…
Bir yandan Trump yönetiminin, diğer yandan İsrail’in baskıları geri adım attırdı Kral’a.
***
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kudüs sorununu Papa’yla görüşmek için Vatikan’a gittiğinde Ürdün Kralı da Davos’ta tatildeydi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ziyaret öncesinde düzenlediği basın toplantısında, ABD’nin “Kudüs” adımında yanında sadece İsrail’i bulduğunu, dolayısıyla yalnız kaldığını belirtirken Kral Abdullah, Davos’ta CNN’e yaptığı açıklamada “ABD rol almadan bir barış süreci ya da barışçıl bir çözüm olmaz. Amerikalıların barış görüşmeleri için planını beklemek gerekiyor” diyordu.
Oysa daha önce Amman’ın resmi açıklamalarında, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı, uluslararası yasaların ve BM kararlarının ihlali olarak değerlendirilmişti.
***
Ama biliniyordu ki, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, ABD Başkanı’nın kararını ilan etmesinin hemen ardından İstanbul’da katıldığı İslam İşbirliği Teşkilatı olağanüstü zirvesinde, ABD’nin artık barış süreci içindeki arabulucu rolünü
yitirdiğini açıklamıştı.
Bir süre önce de, İsrail’i ziyaret eden Trump’ın yardımcısı Mike Pence’in görüşme talebini bu nedenle reddetmişti.
Şimdi, Ürdün Kralı’nın geri adım atmasından anlaşıldığı kadarıyla ABD, sürecin dışında tutulamayacağını
ve buna kimsenin gücünün yetmeyeceğini anlatmak istiyor.
Şöyle bir durum söz konusu:
ABD, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyor ve tüm dünya ülkelerinin de tanımasını istiyor.
İkincisi… ABD, Tel Aviv’deki büyükelçiliğini bu yıl içinde Kudüs’e taşıyacak. Ama doğal sonuç, diğer ülkelerin de taşınması olacak.
***
Peki Washington’ın bu tavrı belirleyici olabilir mi? Olamaz. Neden olamaz? ABD kendini yalnızlaştırdı çünkü.
Rusya’yı ve Çin’i saymadan önce Avrupa’ya bakmak gerek. En başta Avrupa Trump’tan ve politikalarından nefret ediyor.
Güney Amerika öyle, Afrika öyle…
Gerçekten sadece İsrail var
Trump Amerika’sının yanında…
İkisi kafa kafaya vermişler, Ortadoğu’yu idare edecekler. Tüm bölge onların emri altında olacak.
Ama artık yağma yok!