İngiliz gazetesi The Independent’ın ödüllü Ortadoğu yazarı Patrick Cockburn ABD açısından Yemen sorununu ele aldığı son yazılarından birinde pek açığa çıkmamış ilginç bir olaydan söz ediyor…

2019 Pulitzer ödüllerinde ABD’nin ünlü haber ajansı Associated Press’in Yemen savaşına ilişkin haberi ödüle layık görülüyor.

Tabii ki, ödül sahada çalışarak haberi üreten muhabirlere verilecek. AP’nin görevlendirdiği muhabirler arasında Yemenli bir gazeteci de var. Adı, Maad el-Zikri. Diğer iki muhabirle birlikte Zikri de New York’a davet ediliyor.

*

Yemen’de ABD Büyükelçiliği bulunmadığı için Zikri vize almak amacıyla Mısır’ın başkenti Kahire’ye gidiyor. Ancak başvurusu reddediliyor.

Bunun üzerine başta haber ajansı AP olmak üzere başka saygın kuruluşlar da devreye giriyor Zikri’ye vize verilmesi için ama, nafile.

AP ekibindeki diğer iki muhabir ödüllerini alıyor. Ne var ki Zikri, terörle bağlantısı olmadığı halde ABD’ye sokulmuyor.

*

Patrick Cockburn, Zikri’nin durumunu, ABD’nin Yemen’de insansız hava araçlarıyla düzenlediği saldırılarla ilgili haberlere bağlıyor.

Çünkü dünya, Yemen’de neler yaşandığını AP ekibinde yer alan Yemenli gazeteci Zikri sayesinde öğreniyor.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin Yemen topraklarında cezaevi kurduğunu ve hayatta kalmayı başaran Husileri orada hapsettiğini de dünyaya duyuran Zikri olmuştu.

Ancak, Cockburn’e göre Washington bu tür eleştirel gazetecilikten hiç hoşlanmıyor.

Çünkü Yemen savaşı denilince akla ilk gelen insansız hava araçlarıyla düzenlenen saldırılar ve ölenler oluyor. Ve dünya bu durumu cesur Yemenli gazetecilerin haberlerinden öğreniyor. İşte Zikri de o gazetecilerden biri.

*

Patrick Cockburn, Wikileaks’in kurucusu Julian Assange’ın yaşadıklarının da “tamamen Yemen’le ilgili olduğuna” inanıyor ve bunun kanıtı olarak da Afganistan, Irak ve Yemen’deki savaşlarla ilgili belgelerin 10 yıl önce Wikileaks sitesinden yayınlandığını anımsatıyor.

Yani Assange’ın 2010’da 750 bin gizli askeri ve diplomatik belgeyi sızdırmakla suçlanması, onun casusluk yasasınca yargılanarak hapse atılması Washington’ın öfkesini belki dindirebilir ama Yemen’deki gerçeklerin üzerini örtemez.

Öldürülen, açlıktan ve hastalıktan ölen binlerce çocuk, binlerce genç, anne ve baba ABD’nin, İsrail’in, Suudi Arabistan’ın ve BAE’nin peşini bırakmaz.

 

Srebrenitsa için Avrupa Konseyi’ne “Soykırımı Anma Günü” talebi

 

Srebrenitsa Anneleri, soykırımı anma günü yaklaşırken, Avrupa Konseyi’ne yaptıkları başvuruyla 11 Temmuz’un “Soykırımı Anma Günü” ilan edilmesini istediler.

Uluslararası Lahey Adalet Divanı tarafından “soykırım” olarak nitelenen katliamlar 11 Temmuz 1995 tarihinde başlamış ve 5 gün sürmüştü. Ratko Mladiç komutasındaki Sırplar 5 gün içinde, aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu en az 8 bin 372 Boşnak Müslümanı katletmişlerdi.

Srebrenitsa Anneleri, Avrupa Konseyi’nden ayrıca “soykırımı” inkârın yasaklanmasına ilişkin bir karar alınmasını da talep etti. Anneler arasından Munira Subasiç, sorunun temelinde Avrupa’nın olduğunu belirterek, “Bu nedenle çözüm konusunda bize yardım etmek Avrupa’nın vicdani görevidir” dedi.