ABD Başkanı Barack Obama’nın İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’e yazdığı şu gizli mektup iddiası… Ne Washington, ne de Tahran yalanladı.
Sadece Beyaz Saray Sözcüsü Joshua Ernest’ten bir açıklama geldi. Ernest, ABD’nin IŞİD’e karşı İran’la işbirliği yapmak ve istihbarat bilgilerini paylaşmak niyetinde olmadığını bildirdi. Ya mektup? Sözcü mektupla ilgili sorulara yanıt vermedi. Tahran da sessiz kalmayı tercih etti.
***
İran resmi haber ajansıysa Wall Street Journal’ın “mektup” haberi üzerine İsrail medyasındaki yorumları izlemeye aldı: Kanal 10 televizyonu, ABD Başkanı’nın mektubu İsrail’in bilgisi dışında yazdığını ve Hamaney’e gönderdiğini duyurdu. Kanal 7 televizyonu da, “Mektubun, nükleer konuda İran’la ABD arasında kara bir anlaşma sağlandığını gösterdiğini” ileri sürdü.
Anlaşılan, İsrail, Obama’nın Hamaney’e mektup yazdığına inanmıştı. Ya da biliyordu, öğrenmişti. Belki de böyle bir gelişmeyi bekliyordu, sürpriz olmamıştı.
***
İyi de, bu kadar mıydı? Sorun salt mektuptan mı ibaretti? Mossad da boş oturmuyordu herhalde. Ortalığa dökülen bilgilerden daha fazlasını görüyor ve biliyor olmalıydı.
Al Jazeera’deki bir habere göre ABD ve İran askeri uzmanları Irak’ta ortaklık içinde Irak askerlerine danışmanlık desteği veriyorlardı. Haberde bu konuya şöyle değiniliyordu:
“İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun dış operasyon gücü Kudüs Tugayları’nın komutanı Kasım Süleymani’nin birkaç haftadır Irak topraklarında çekilen fotoğrafları İran medyası tarafından paylaşılıyor. ABD yönetiminden bu fotoğraflar hakkında bir tepki ya da eleştiri henüz duyulmadı. Bu durumda, iki ülkenin özellikle geniş kapsamlı bir kara operasyonunda ‘adı konulmamış ve asla konulmayacak olan’ bir ortaklığa gidebileceği ihtimalini güçlü bir şekilde ön plana çıkarıyor.”
***
İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa baskını bu sürecin arkasından geldi.
Olasıdır ki, Tel Aviv eylemden önce Washington’ı bilgilendirmemişti.
Baskının ertesi günü İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun, Doğu Kudüs’te yaşayan Filistinlilerin evlerinin yıkılmasına karar vermesi de ABD’den habersiz bir gelişme oldu.
İsrail’in güvenlikten sorumlu liderleriyle hükümet arasında yapılan toplantıda Kudüs’teki gerilimin azaltılmasına yönelik önlemler belirlendi. Kabul edilen önlemlerin arasında “Teröristlerin evlerinin mühürlenmesi ya da yıkılması” önerisi de vardı.
***
Belli ki, Netanyahu müthiş bir bahane yaratıyor: Kudüs’teki Filistinlilerin tümünü terörist ilan edebilir ve tümünün evini yıkabilir.
Gerekçe: ABD, İsrail’e haber vermeden İran’la iletişime geçiyorsa, o kadarla da kalmayıp sahada ortaklık yapıyorsa İsrail de bağımsız kararlar alabilir ve kendi başına uygulayabilir.
***
Ancak, İsrail’in ABD’nin kontrolünden çıkarak kendi başına hareket etmeye başlaması iyi bir durum değil.
Ortadoğu’da çok tehlikeli gelişmelere hazırlıklı olmak gerek…
Kara operasyonuna doğru…
ABD Başkanı Barack Obama, karadan askeri güç kullanılması konusunda Kongre’den yetki isteyecek. Başkan’ın Senato ve Temsilciler Meclisi’nin yeni liderleriyle yapacağı toplantı bu açıdan önem taşıyor.
Obama, Kongre’den yetki aldığı takdirde Irak ordusu ve peşmerge gücüyle birlikte kara operasyonuna start verecek. Ama Suriye yok, operasyon sadece Irak’ta yapılacak. Hedef, başta Musul olmak üzere işgal altındaki bölgelerden IŞİD’i çıkarmak.
ABD- İran yakınlaşmasını doğrulayan gelişmeler bunlar.
İlginçtir, IŞİD nedeniyle Ortadoğu’da kartlar yeniden karılıyor…