Donald Trump yönetimi Suriye’yi, durduk yerde, kimyasal saldırı hazırlığı yapmakla suçladı.
Bu suçlamayla birlikte ABD ve Rusya arasında kısmen azalan gerilim yeniden yükselişe geçti.
Tabii, iki dev yalnız da değillerdi.
ABD’nin yanında sesini çıkarmayan İsrail’le, kimyasal silah denildiğinde kendini tutamayan Fransa’nın yeni lideri Macron vardı.
Rusya’nın desteğiyse İran’dan geliyordu.
*
Fransa denilince belleklerde Ruanda katliamı canlanıyor. Eh, artık Macron da bir özeleştiri yaparak Hollandalıların yolundan yürüyebilir.
Devletlerin içindeki pisliklerden arınması zordur ama zorunludur.
*
Neyse… Yine dönelim Suriye’ye.
ABD, Esad’ı devirme denemeleri yapmaktan kendini alamıyor.
Ancak denemeleri yarıda kalıyor. Bir adım atıyor, arkasını getiremiyor.
Örnekse Suriye’nin Han Şeyhun saldırısı… Washington kimyasal saldırı dedi ama öyle çıkmadı, uçaklar IŞİD’i bombalamıştı…
“Kimyasal” iddiasının, daha sonra yalan olduğu anlaşıldı.
Pulitzer ödüllü Amerikalı gazeteci Seymour Hersh, yalanın peşini bırakmadı ve Trump’ın ipliğini pazara çıkardı.
*
O zaman Suriye’yi kimyasal silah saldırısı düzenlemekle suçlamıştı ABD… Şimdi de kimyasal silah saldırısı düzenlemeye hazırlık yapmakla suçluyor.
Ne ilginç değil mi? Daha hazırlık aşamasında yakayı ele veriyor Şam yönetimi(!)
Dizi film gibi… En son bölüm şöyle:
ABD Savunma Bakanı Mattis sahneye çıkıyor ve diyor ki, “Şam uyarıyı ciddiye aldı ve saldırı gerçekleşmedi.”
Mattis’in açıklamasına devam edelim…
“Başkanın kimyasal saldırı hakkında konuşması böyle bir eylemi ne kadar ciddiye aldığımızı gösterdi. Başkan Trump Suriye rejimini böyle bir eylemden vazgeçirmek istiyordu. Bunu da başardı.”
*
Şam tarafıysa olaya “Amerikan şovu” olarak bakıyor.
Peki, şovun amacı ne?
Askeri müdahaleye zemin hazırlamak…
Suriye hükümetine göre, ABD, bunun için bir biçimde bahane yaratmaya çalışıyor.
Nasıl ki, Han Şeyhun konusunda kamuoyu oluşturup hava saldırısı düzenledi, bunu bir kez daha tekrarlamak istiyor.
İstiyor ama Suriye’nin de gözü açıldı, Trump’a fırsat vermemek için çok çabalıyor.
*
Bu son sürecin sürpriziyse BM’nin tavrı oldu.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antony Guterres’in Sözcüsü Stephan Dujarrik, Trump’ın Suriye’yle ilgili son iddiaları sorulduğunda “Biz, henüz meydana gelmemiş bir olay için değerlendirme yapmak istemiyoruz” yanıtını verdi.
Anlaşılan o ki, Genel Sekreter Gutteres’in Han Şeyhun olayında ağzı sütten yanmıştı.
Şimdi geride duruyor…
*
Bakalım Rusya İsrail’e ne zaman patlayacak?
Bir değil, iki değil… İsrail iki büyük gücü karşı karşıya getirmek için elinden geleni yapıyor.
Ne var ki, bir felaketin yaşanması halinde, zararlı çıkacak ilk ülke İsrail olacaktır.