AB dışişleri bakanlarının, liderlerin onayına sunulmak üzere hazırladığı taslak bildiriye 14 Aralık ve Türkiye konusu da eklendi.
Eklenen ifadeler şöyle:
1-“Türkiye’deki son polis baskınları ve bazı gazeteci ve medya temsilcilerinin gözaltına alınması, demokrasinin temel prensiplerinden medya özgürlüğüne ilişkin şüphelere yol açmıştır.”
2-“Konsey, katılım müzakerelerinde ilerleme sağlamanın hukukun üstünlüğü, temel haklara saygı, medya özgürlüğü, eşitlik, azınlık hakları, ibadet özgürlüğü, kadın ve çocuk hakları gibi alanlarda reformların geliştirilmesi çağrısında bulunur ve AİHM kararlarının bağlayıcı olduğunu hatırlatır.”
*
Bildiri metnine Türkiye’ye uyarı niteliğinde yazılacak ifadeler konusunda AB dışişleri bakanları arasında yoğun tartışmalar yaşandığına ilişkin Avrupa medyasında haberler var.
Türkiye’yle ilgili radikal bir karar almak kolay değil AB için.
Wall Street Journal’da yayınlanan bir analiz buna değiniyor ve “ABD ile Çin’in gölgesinde kalan Avrupa’nın öne çıkabilmek için Türkiye’ye ihtiyacı var” diyor.
WSJ’deki yazıda Hindistan’ın Uluslararası Ekonomik İlişkiler Konseyi Direktörü Rajeev Kumar’ın konuyla ilgili görüşlerine de yer veriliyor.
Türkiye’nin AB için “sihirli bir değnek” özelliği taşıdığını savunan Rajeev
Kumar’ın görüşü şöyle:
“Türkiye’nin üyeliğini kabul etmek AB’nin demografisini değiştirecek ve kıtayı bir Hıristiyan bloğu olmaktan çıkaracaktır. Aynı zamanda Müslüman bir üyeye sahip olması, AB’nin Asya ve Ortadoğu’da daha hoş karşılanmasını sağlayacaktır.”
*
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AB’den gelen eleştirilere yönelik tepkisini dünkü Konya konuşmasında da sürdürdü.
Pazartesi günü yaptığı çıkışa göre dozu biraz daha düşüktü ama yine AB’yi tersledi ve “Mürebbiye edasıyla parmağını sallayanlar Türkiye’ye demokrasi dersi verecekler. Gelin de biz size demokrasi dersi verelim” dedi.
Tabii bu sözlerin bugünkü AB liderler zirvesinde yankılanması kaçınılmaz.
Ama buna karşın, AB’nin Freedom House’ın çağrısı gibi ekstrem önerileri ciddiye alması beklenmemeli.
Ne diyor Freedom House? Türkiye’nin AB üyelik süreci dondurulmalıdır, diyor.
Demesi kolay da, rasyonalitesi yok.
*
ABD’ye bakalım… Bodoslamadan girmedi olaya. Örneğin, Dışişleri Sözcüsü Jen Psaki AB’nin arkasından uzanıp ricada bulundu sadece:
“Türkiye’nin dostu ve NATO müttefiki olarak yetkililerden temel değerlere ve demokratik ilkelere göre hareket etmelerini rica ediyoruz.”
Başkan Obama’dan da bir uyarı gelmedi; Dışişleri Bakanı Kerry’den de öyle… Washington, pazartesi gününden bu yana Psaki’nin açıklamalarıyla yetiniyor.
İlginçtir, Cumhurbaşkanı Erdoğan da AB’den gelen sert eleştirilere yanıt verirken, ağzından ABD lafı çıkmadı.
Obama devreye girmediği için midir, nedir?
Ama ABD basını bastırıyor, Başkan, Erdoğan’ı uyarsın diye.
*
İlginç olan başka bir şey daha var:
BM bugüne kadar hiç yapmadığını yaptı ve Türkiye’nin iç politikasıyla ilgili yorumda bulundu.
BM’nin Ankara Temsilcisi Kamal Malhotra “Türkiye’de son 10 yılda demokratikleşmede edinilen kazanımların geriye gittiğini görmek istemeyiz” dedi.
*
Aşağı yukarı içeriğinde neler olacağını biliyoruz ama yine de AB liderler zirvesinden çıkacak bildiriyi görmek gerek.
Bir de Obama devreye girebilir, onu da görmek gerek.
*
Türkiye, 14 Aralık operasyonunun ağırlığını daha bir süre üzerinde taşıyacak gibi görünüyor.