Öncelikle, biz Bursasporluları ve Bursaspor’u seven insanlara “acaba yine mi küme düşeceğiz” korkusunu yaşatan geçmişten bugüne kim varsa sevgi ve saygılarımı sunuyorum! Açıkçası bunu yazmak bile acı veriyor…
Bursaspor, 60 yıllık tarihinde ilk kez mücadele ettiği seviye olarak 3. Lig olan TFF 2. Lig’de son hafta kümede kaldı. Transfer yasağının hüküm sürmeye devam ettiği, Vakıfköy ağırlıklı genç kadroyla mücadele edip, yine sezona 3 teknik direktör sığdıran yeşil beyazlılar, son hafta maçında deplasmanda Nazilli Belediyespor ile 1-1 berabere kalarak lige tutundu.
Rekor puanlarla düşerek Türk futbol tarihine geçen Bursaspor, bu kez şeytanın bacağını kırarak binlerce taraftarına derin bir ‘ohhh’ çektirdi. Yeşil beyazlı taraftarların “Seni sevmeyi ağır ödüyoruz” pankartındaki gibi bu sezon da taraftarına mental ve fiziksel olarak kolay olmayan şeyler yaşattı Bursaspor.
Sezon başında küme düşme adaylarından biri olarak gösterilen, Özer Hurmacı ve ekibinin takımın başına geçmesiyle birlikte play-off ihtimali dahi beliren yeşil beyazlılar için kağıt üstünde “ligde son hafta kalmak” başarı mıdır? Elbette değildir. Ancak geçtiğimiz seneleri de göz önüne aldığımızda ölüm kalım maçları dediğimiz karşılaşmaların neredeyse tamamında ölen Bursaspor, dün bunun tersini gerçekleştirdi ve hayata tutundu.
Bu, bir geri dönüşün başlangıcı olur mu? Bunu elbette zaman gösterecek. Özer Hurmacı ve ekibiyle birlikte yakalanan olumlu havanın devam etmesi için tüm şartları ortaya koymak gerekiyor. Şu bir gerçek ki; borcu 1 milyar 200 milyon küsürü aşan, minimum önümüzdeki sezonun devre arasına kadar transfer yasağı devam edecek yeşil beyazlı kulübün küllerinden doğup doğmayacağını, Bursa şehrinin tüm bileşenleri belirleyecek. Ya efsane Bursaspor küllerinden doğup tarih yazma adına ilk adımı atacak ya da tarih olacak! Birinci ihtimal için şehirden sözde değil özde icraatlerin ivedilikle hayata geçirilmesi şart!