Sondan başlayayım… Geride bıraktığımız maçlara baktığımızda Bursasporlu futbolcuların dünkü Erokspor maçında gösterdiği mücadele, istek ve kazanma arzusu çok üst düzeydeydi.
Ligin zirvesinde bulunan, ‘en iyi futbol oynayan takım’ olarak adlandırılan İstanbul temsilcisi karşısında Bursaspor kazanabilirdi de kaybedebilirdi de…
90+6’da Eren Güler’in net pozisyonu gol olsa Timsah sahadan 3 puanla ayrılacaktı. Bu pozisyondan hemen önce ise kaleyi Canberk’ten devralan Deniz Aydın’ın adeta uzayarak kurtardığı top gol olsa bu kez 3 puanı alıp giden Erokspor olacaktı.
Git gelleri olan maç 1-1 sona erdi. Tabii maç öncesinde herkesin düşüncesi yenilgiden öte ‘acaba kaç gol yeriz’di kuşkusuz..
Ancak hafta içinde 3 puan silme cezası alan, Kulüp Başkanı olan zatın “Bursaspor kapanabilir” deyip dipte olan kulüp imajını daha da aşağı çektiği ortamda çok iyi reaksiyon verdi yeşil beyazlı oyuncular.
Nasıl ki puan durumunda kendisinden altta bulunan rakiplere karşı ‘hayaletleri’ oynarken eleştirdiysek dünkü mücadeleden sonra da haklarını teslim etmemiz gerekiyor.
3 kez ağları sarsan lakin 1’i gol sayılan Bursaspor, Çanakkale bölgesi yardımcı hakemi Tuncay Ercan’ı ne yazık ki geçemedi. Her pozisyonda büyük bir zevkle bayrak kaldıran Ercan’ın verdiği kararlar büyük tartışma yarattı.
Saha kenarından gördüğüm kadarıyla bazı kararlar sıkıntılı olabilir. Eğer atılan goller nizami ise ve buna rağmen bayrak kaldırdıysa en şiddetli tepkiyi de göstermek gerekiyor.
Bursaspor’u her geçen gün daha da dibe çeken Recep Günay artık saçma sapan açıklamalarından vazgeçmeli. Konuştuğunda koca çınar Bursaspor’a faydadan çok zarar veriyor.
Girdiği her ortamda “Topçuların ve personelin alacağı yok” diyen başkana söylemek gerekiyor.
Personelin iki ay, futbolcuların da birçok alacağı var. Önce bu alacakları ödeyin. Aylar önce göreve geldiniz ve cezanın geleceğini bile bile bir şey yapmadınız, Bursaspor’un 3 puanını sildirdiniz.
Hali hazırda zar zor toplanan puanlar masa başında gitmeye devam ediyor. Transfer tahtasını da açamayacaksınız. Daha fazla ‘şarlatanlık’ yapmadan, daha da ‘zavallı’ duruma düşmeden gereğini yapın.