Ülkemizde de sık görülen ve bizleri yaşamdan hem ani hem de kronik bir şekilde uzaklaştıran bu hastalıkla ilgili olarak bu kez nasıl beslenmeliyiz konusunda bilgi vermek istiyorum.
Kan şekerini ani olarak artıran ve dolayısı ile ani ve bol miktarlarda insülin salınmasına neden olan gıdalar genellikle almamamız gereken gıdalardır. Bunu aslında pek çoğumuz biliyoruz. Ancak gıda sektörü bu konuda o kadar yol aldı ki. Kullandığı katkı maddelerinden tutun da reklamlara kadar hem dilimizdeki tat tomurcuklarına, hem gözümüze, hem de beynimize nokta atışlar yaparak bizleri yedirdikçe yediriyorlar ama zorla mı, hayır tabii. Bir taraftan işin ticari yönü var ve sistem böyle. Diğer taraftan kişiler bilinçli olur ve sağlıklı gıdalara yönelirse emin olun sektör de o yönde adımını atacaktır. Bu nedenle beslenme konusunda eğitimli uzmanlara ve bu uzmanların bilgilerini topluma aktaracak araçlara çok ihtiyacımız var. Kronik şeker hastası olan bir birey ile sağlıklı bir birey maliyet açısından karşılaştırıldığında devlete inanılmaz yüklerin bindiği ve bu konuda çok sayıda ülkenin tedbirlere başvurduğunu gözlemliyoruz.
Kan şekerini ani olarak yükselten gıdaların başında saflaştırılmış un ve bundan yapılan mamuller gelmekte. Poğaça, açma, kurabiye, simit, kek, beyaz ekmek, pizza ekmeği, bisküviler bu grubun en ünlüleri. Ayrıca rafine edilen pirinç, makarnalar, kızartılmış patates (kabuğu ile yenilen kaynamış ve sonra soğutulmuş patates nispeten güvenlidir), diğer kızartılarak hazırlanmış gıdalar kan şekerini ani arttırıp hızlı bir şekilde yağa çevrilip depolandıkları için obeziteye de sebep olurlar.
Sağlıklı bir erişkinin tüketebileceği maksimum şeker miktarı günde 30 gramdır ve bu şeker de pancar şekerinden elde edilendir (kullanığımız toz veya kesme şeker gibi). Aşağı yukarı bu günlük 8 kesme şekere denk gelir. Bu miktardaki şekeri meyveden aldıysanız o gün daha şekerli bir şey almayın. Baldan, pekmezden veya reçelden aldıysanız o gün daha başla şekerli bir şey almayın, sütlü bir tatlıdan aldıysanız da o gün başka bir şeker içeren gıda almayın. Bunun haricinde alacağınız şeker ileride çok büyük sıkıntılara sebep olacaktır. Hele nişasta kaynaklı şeker (mısır şurubu, fruktoz şurubu da denilir) belli bir zaman sonra karaciğer yağlanmasını arttırarak daha tehlikeli bir şekilde obez olmanıza, insülin direncine sebep olarak şeker hastalığına yakalanmanıza yol açar. Şeker aynı zamanda ciddi bir kanser sebebidir. Harward Tıp Okulu Çalışmaları’na göre günde 1 şişe meşrubat 4 yılda şeker hastası olma olasılığınızı % 84 arttırmaktadır. Günde 1 şişe meşrubat alan bir obez insan bunun yerine günde 1 şişe su veya maden suyu içtiğinde yılda 83 bin kalori kaybediyor. Bu da aşağı yukarı yılda 12 kilo kaybedilmesi demektir.
Meyvelerden karpuz, kavun, yaş üzüm, yaş incir ve dut kan şekerini en hızlı yükseltenlerdir. Böğürtlen, ahududu, yaban mersini, çilek, kızılcık, vişne, kiraz, kuşburnu, Doğu Karadeniz’e özgü olan karayemiş (kiraza benzer) nispeten sağlıklı olanlardır. Elma, ham hali ile yenilen yani yumuşamamış muz, şeftali, armut ve kayısı da nispeten belli miktarlarda yenilebilir. Kışın abartmadan portakal, kivi ve mandalina da yenilebilir.
Kuru fasulye, barbunya, nohut, mercimek, kepekli bulgur ve bunlarla beraber alınan bol yeşillik, ev yapımı turşu da karbonhidrat ağırlıklı bir yemek grubudur ama şeker hastaları bu karbonhidratları güvenle kullanabilir. Atalarımız bunları yiyordu, bizler pizzaları, makarnaları. Doğru mu doğru. Şeker hastalığı son yıllarda kat kat arttı. Doğru mu doğru. Atalarımızda obezite ve şeker hastalığı şok nadirdi. Doğru mu doğru.