Kıymetli okurlarım. Bilgi çağında yaşıyoruz. Ancak her şeyde olduğu gibi doğru bilgi yanında bir çok da yanlış bilgi ile hayatımızı sürdürmeye çalışıyoruz. İnsanlar neye inanacağını bilemiyor, bilemedikçe de ortaya yeni doğru ve yanlış bilgiler dökülüyor ve bu olay sürüp gidiyor.
Kilo vermek deyince öncelikle şu noktayı iyi bilmek gerekir. Vücudumuzu görünüm açısından ideal bir hale getirmek ikinci plânda yapılması gereken bir işlemdir. Kişi yağ açısından zengin ise yağlarını kurallara uygun olarak vermelidir. Vücudu şekillendirmek ise farklı bir olaydır. Daha ayrıntılı bir açıklama getirecek olursak; Zayıf görünümlü ancak yağlı bireyler giderek artmaktadır. Özellikle MR gibi görüntüleme metodları yaygınlaştıktan sonra bu kişilerin varlığının hiç de az olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu kişilerde ince görünüme rağmen kaslar zayıf ancak yağ dokusu fazladır ve obezite tanımı vücutta yağ dokusunun fazlalığıdır. O zaman bu kişilerde insülin direnci,şeker hastalığı, hipertansiyon ve benzeri metabolik kaynaklı hastalıkların ortaya çıkması da beklenen bir durumdur. TOFI Sendromu, sarkoplazmik obezite gibi yeni tanımlamalar bu hastaları içeren durumlardır.
Asistanlığımdan beri binlerce obez hasta takip ettim. Uzmanlık tezimi obezite konusunda yaptım. Özeleştiri yapacak olursak genel olarak izlenimim kaslarımızı çalıştırmayı sevmiyoruz. Yani tembelliği seviyoruz. Bunda suçlu sadece bizler değiliz. Televizyonlar, tabletler, akıllı telefonlar, iletişim ve ulaşım araçları, yaşadığımız beton kaplı cezaevi gibi şehirler bize hareket etme konusunda olumsuz etkiler sağladı. Bunun dışında gıda sektörü besleyicilikten ziyade doyma ve yediğimiz zaman bizi mutlu edecek gıdaları daha ziyade hayatımıza soktu. Dilimizdeki tat tomurcukları ile beynimizin haz alma merkezleri arasındaki ilişkiyi iyi bilen bazı gıda üreticileri bu yolu (kişisel olarak yasalara uygun çalışan bu sektörden hiç birisine söyleyecek lâfım yoktur. Benim işim gözlemleri bilimsel veriler ile harmanlayıp size aktarmaktır) keşfederek boş kaloriler ile dolu besinleri bizlere daha da sevdirmiştir. Böylelikle omega-3 ve bazı vitaminler başta olmak üzere gıdalar ile almamız gereken yararlı biyokimyasal maddeleri alamadığımız için vücutlarımız yeterince sağlıklı çalışamaz hale geldi. Yağ biriktirme sonucunda kronik bir enflamasyon ile hayatımızı sürdürmeye çalıştık ve bu da bizleri sürekli bir savaş halinde olan ülke benzeri duruma soktu.
Sağlıklı bir şekilde kilo vermeyi hedeflediğinizde bunu beyninizin yapması gerektiğini öncelikle bilmek zorundasınız. Midenizi de aldırtsanız, mide içine balon da koydursanız, düşük kalorili de beslenseniz beyniniz ikna olmadıkça asla uzun vadede başarılı olamayacaksınız. Bu nedenle öncelikle bir hazırlık ve doğru bilgi ile donanma aşamasından geçtikten sonra hedefe kitlenmeniz gerekmektedir. Sağlıklı gıdaların neler olduğunu, neyi ne zaman yemeniz gerektiğini mutlaka öğrenmelisiniz. Yağları enerji olarak depoladığımız bilinen bir gerçektir. Enerjiyi harcamak için otomobil, uçak, tren, Afrikalı bir aslan ne yapıyorsa bizler de aynısını uygulamak zorundayız. Çünkü enerjiyi harcamak için fizik formül kuvvete bir yol aldırmaktan geçer. Bu kuralı hiçbirimiz değiştiremeyiz. Yani bazı aklı evvellerin dediği gibi ben oturduğun yerden seni zayıflatacağım denilmesine inanmayın. Var olan kaslarınızı da kaybedersiniz. Oysa kaybetmeniz gereken sadece yağlarınızdır.
Kıymetli okurlarım. Bizlerin de dahil olduğu memeliler grubu canlılarda hayat 3 temel ilke ile şekillenir. Üreme, barınma ve doyma. Bunlardan bir tanesi eksik olursa o kişi bu eksikliği mutlaka olumsuz bir şekilde yaşar ve yaşatır. Bu nedenle asla sofradan aç kalkmayın. Doyana kadar yemeğinizi yemelisiniz. Bizlerin yaptığı hata doyma noktamızı aşıp patlayana kadar yemek yememizdir.
İlerideki yazılarımda kilo verirken dikkat etmemiz gereken bazı önemli noktaları sizlere anlatacağım. Sağlıklı günler diliyorum.