Halk arasında ‘’bunu Mısır’daki sağır sultan bile duydu’’ şeklinde kullanılagelen bir deyim vardır. Mısır’da Memlük hâkimiyeti sırasında kulakları az işiten bir sultan varmış. Büyük bir oda içine yaptırdığı başka bir odada vezirleri ile toplanır ve orada gönül rahatlığı ile bağıra bağıra ülkenin gizli işlerini konuşurlar ve bu sayede rahatlıkla duyarmış. Zamanla halk sultanlarının sağır olduğunu anlamış ve bu deyim o zamandan beri kullanılır olmuş.
Yale Üniversitesi ABD’nin en köklü üniversitelerinin başında gelir. Burada görevli Halk Sağlığı Profesörlerinden Dr.David Katz diyor ki: İlaç üreterek vücutlarımızın düzenini bozuyoruz. Vücudumuz da eninde sonunda buna karşılık bize bir bedel ödetiyor. Yani ilaç her zaman ilacınız olmayabilir.
Özellikle son 40 yılda obezite tedavisi için geliştirilen ilaçlar tedaviye başlandıktan kısa bir müddet sonra ortaya çıkan yan etkileri nedeni ile toplatılıyor. Üstelik bu ilaçları allayıp pullayarak kullandıranlar da bu toplama kararını çıkartmak zorunda kalabiliyorlar. Öyle ki 1973-1996 yılları arasında FDA’a (sağlık alanında dünyanın gözü, kulağı durumunda olan, ABD’nin ilaç ve gıda dairesi) şu ilaç şişmanlık tedavisi için bulundu ve ruhsat almak istiyoruz diye bir başvuru olmadı. Obezite için bir ilaç bulmak çok zor yani.
Diyelim bir ilaç buldunuz. İlacın bir yan etkisi de yok. O zaman ilacı kestiğimiz zaman yine kilo almayacak mıyız. Kaç ilaç var ömür boyu kullandığımız? Günümüzde halen yeni ilaç bulma adına çalışmalar devam etmekte. En son bazı obezite vakalarında kullanılması mümkün olduğu söylenen aşıyı bulan bilim insanları bile öncelikle gıda alımını düzenlemeden ve fizik aktivite olmadan bu iş olmaz diyorlar.
Hem hekim hem de normal bir vatandaş olarak gözlemlediğimde şu konuyu çok iyi değerlendirebiliyorum. Asla aç kalmadan, belirli zamanlarda fizik aktivitesini de yaparak doğal gıdaları alan insanlar kronik hastalıklara yakalanmıyorlar. Yaşamlarında tansiyon yüksekliği nedir görmemişler, kan şekerleri normal. 80’li yaşlarda bile baston kullanmadan çarşı pazar dolaşıyorlar. Kemik erimesi nedir bilmiyorlar. Sadece soğuk ortamlarda kaldıkları zaman baş ağrısı, bazen tırnak batması, arı sokması gibi nedenler ile doktora çıkabiliyorlar. Dünyanın halen pek çok bölgesinde doğal beslenerek hareket eden topluluklarda kalp hastalıklarından, şekerden, kanserlerden ölüm çok az. Girin internete yarım saatinizi ayırın ve siz de görün bunun doğru olup olmadığını.
Kıymetli okurlarım. Bilimsel dayanaktan ve gözlemden yoksun pek çok kişi günümüzde beslenme alanında TV ve gazetelerde boy gösteriyor. Amaç sizin sağlığınızdan ziyade gündem yaratmak, ben de buradayım demek. Sayıları arttıkça obezite azalacağına daha da artıyor.
Sağır sultan bile duydu artık. Ne korsan aşına, o gelir kaşığına.