Kıymetli okurlarım. İslam dininin 5 şartından biri olan oruç tutmak imsak vaktinden güneşin batışına kadar olan sürede insanın yemeden, içmeden ve cinsi münasebetten kendini men etmesi anlamına gelmektedir. Akıllı olmak, sıhhatli olmak, ergen çağa erişmiş olmak, bir yerde devamlı ikamet etmek gereklidir oruç tutmak için. Kadınlara ait bazı istisnai durumlar haricinde bu ibadet yerine getirilmesi gereken yani farz kılınan bir ibadettir.
Hıristiyanlıkta, Yahudilikte, Budizm ve diğer başka inanışlarda da belirli koşullarda oruç tutmak dini görevlerdendir. Eski Roma’da, hatta ilkel kabilelerde bile felaketlerden kurtulmak amacı ile oruç tutulduğu bilinmektedir. Budizm’de insanın mükemmelliğe ulaşması için arzularından vazgeçmesi gerektiği, arzulardan vazgeçebilmeyi sağlayan en önemli olayın da oruç tutmak olduğu belirtilir.
2016 yılı Nobel Tıp Ödülü sahibi Prof. Dr. Yoshunori Oshimi’nin çalışmaları oruç tutan insanların vücudunda oluşan birtakım değişikliklerin neler olduğu üzerinedir. Çok fazla üzerinde durulmasa da bu bilim insanının buluşları insan sağlığı açısından bin yıllardır bulunan en kıymetli bilgileri kapsamaktadır. Dr. Oshimi, ara açlık dönemlerinde veya oruç esnasında hücrelerin kendilerini yenilediklerini, kanserle mücadele yeteneklerini geliştirdiklerini, varsa fazla yağların yakıldığını, yeni ve genç hücrelerin vücut tarafından oluşturulduklarını buldu. Daha kolay bir anlatımla oruç tutmak vücudu çöplerinden temizlemektir. Çöplerin temizliği yeterince olmazsa şeker hastalığı, kanser ve Parkinson Hastalığı oluşabilmektedir bu hekime göre.
Diyanet İşleri Başkanlığı hangi durumlarda oruç tutulamayacağını belirtmekte ve çok çeşitli kaynaklarla bize ulaştırmaktadır. Sağlık ile ilgili olan kısımlarına bakacak olursak: Oruç tutmak sağlıklı insanlar için uygundur. Şeker hastaları şeker seviyelerinin kontrolünde sıkıntı yaşadıkları zaman oruç tutmamalıdırlar. Hamile kadınlar, bebek emzirenler, var olan bir hastalığının oruç tutmak ile artacağı bilinen hastalar, akıl ve ruh sağlığının oruç tutmak ile sıkıntıya düşeceği bilinenler, oruç tutamayacak kadar yaşlı kimseler de oruç tutmamalıdırlar.
Oruç tutarken beslenme adına yaptığımız hataların başında iftarda tıka basa yemek yemek ve ardından uzanıp yatmak gelmektedir. Saatlece açlığa, susuzluğa dayanan bir insan gayet rahat iftar sofrasında da kendini kontrol etmeyi bilmelidir. Sahur yapmadan oruç tutmak da büyük riskleri beraberinde getirir. Kilo verme adına tutulan oruç manevi değerini yitireceği gibi bilinçsizce beslenildiğinde tam tersine kilo almanıza yardımcı olur.
İşin bir de başka boyutu var. Bakın ne diyor Fatih Sultan Mehmet Han: İnsanlara dinin nedir? Namaz kılarmısın? Oruç tutar mısın gibi Allahın soracağı sorular sorma. Onlara açmısın? Bir şeye ihtiyacın var mı? Bir müşkülün var mı, gibi kulun kula soracağı soruları sor.
Sağlıklı, hayırlı, ülkemize birlik, barış, huzur getiren ramazanlarımız olsun…