Olay Gazetesi Bursa

Obeziteyi anlamak

İngilizce öğrenmek isteyen öğrencilerine bazı hocalar şöyle der: Sabah derse gelirken yolda karşılaştığınız insanların sayısını, ne giydiklerini, kaçının kadın, kaçının erkek veya kaçının çocuk olduğunu, bindiğiniz otobüsün kaç koltuğu olduğunu, içindeki insanların sayısını bilebilir misiniz? Çok zor. Peki, otobüste ayaktaki yaşlı bir kadın oturmakta olan size ‘’ utanmıyor musun sen otururken ben bu yaşta ayaktayım […]

İngilizce öğrenmek isteyen öğrencilerine bazı hocalar şöyle der: Sabah derse gelirken yolda karşılaştığınız insanların sayısını, ne giydiklerini, kaçının kadın, kaçının erkek veya kaçının çocuk olduğunu, bindiğiniz otobüsün kaç koltuğu olduğunu, içindeki insanların sayısını bilebilir misiniz? Çok zor. Peki, otobüste ayaktaki yaşlı bir kadın oturmakta olan size ‘’ utanmıyor musun sen otururken ben bu yaşta ayaktayım terbiyesiz derse o kadını hatırlarmısınız? Kuvvetle muhtemel cevap evettir. Yol boyunca diğer insanlarla da bir bağlantın olsaydı onları da mutlaka hatırlardın. Bu nedenle ingilizceyi çalışırken kelime ezberlemeyi bırakın da bu kelimeleri içinde barındıran cümleleri öğrenin. O zaman ingilizceyi tam olarak öğrenirsiniz.

Bu örnek ile obezitenin tedavisi arasında nasıl bir bağ var açıklayayım. Kimi insan bir diyet tutturup onu sürdürür. Zayıflamaya da başlar. Ancak alması gereken vitamin, mineral ve bazı önemli proteinler zamanla vücudunda azalır. Bir müddet sonra vücudun elden gittiğini gören beyin ‘ye artık ye’ der ve eskisinden daha iştahlı ve kilolu olursunuz.

Kimi insan yeni bir metod duyar. Birileri bu metodu bulmuştur. Onlarca yıldır ABD’nin bulamadığını bulmuş gibi reklam yaparlar. Öyle zannedersiniz ki o sihirli içeceği içtiniz mi veya gıdanızdan şunu bunu çıkardınız mı vücudunuz hemen yağlarını yakacak ve incecik olacaksınız. Sonu hüsrandır.

Kimi insan internetin başında oturup meyvesini, patlamış mısırını, asitli içeceğini atıştırırken ekranda 1 ayda 10 kilo verdiren hapları arar. O hapı ısmarladığı an hapı yutmuştur zaten.

Ben size hepsini toparlayayım ve bilinçli İngilizce öğretmeninin İngilizceyi nasıl anlayabileceğimizi anlattığı aynı yol ile rotanızı çizmeye çalışayım.

Aldığınız gıdalar kansere karşı doğumunuzdan itibaren savaşan hücrelerinizi yapacak mı? Mikroplara karşı savaşmak için gerekli silahlarınızı sağlayabilecek mi? Erken yaşta doğum tarihinizi bile size unutturan ve giderek artan Alzheimer’a yakalanmamanızı sağlayacak mı? Yedikleriniz 12 yaşına kadar inen Tip 2 diyabete neden olacak mı? 6-7 yaşında adet gören bir kız oluşturacak mı? Kemik erimesi, depresyon, panik atak, guatr, karaciğer yağlanması, gut, felç, yüksek tansiyon, 2 adımda tıknefeslik, gece uykuda nefes durması yapacak mı? Daha neler neler…

Bu ve benzeri soruların cevabı o kadar basit ki. Sadece siz yoksanız geriye kalanlar da yok bunu düşünün ve aldığınız gıdaları sorgulamayı öğrenin. Cep telefonlarının tüm özelliklerini bildiğimiz halde, bizi yaşatan gıdaların ne olduklarını bilmiyoruz. Bilenler yok mu? Var tabii. Kapalı Çarşı’ya çıkın ve izleyin. Bastonsuz, dimdik yürüyen, kalçası ve göbeği olmayan pek çok yaşlı insan birer örnektir.

‘’Mutsuzluk aniden gelmez, onu hazırlayan sebepleri oluşturunca o seni gelir bulur’’ Balzac.