Olay Gazetesi Bursa

Obezite tanı

Kıymetli okurlarım. Daha önceleri de çok yazdım. Dünya Sağlık Örgütü tarafından uzun yıllarıdır obezite bir hastalık olarak kabul ediliyor. Hem de ölümcül sonuçlara yol açabilen bir hastalık. Hiçbir meslek grubunu veya kişiyi hedef alarak yazmıyorum. Her obeziteyi çözmeye çalışan uzmanın mutlaka bu konuda  kaba tabiri ile mürekkep yalamışlığı ve dirsek çürütmüşlüğü vardır. Ancak yıllardır edindiğim […]

Kıymetli okurlarım. Daha önceleri de çok yazdım. Dünya Sağlık Örgütü tarafından uzun yıllarıdır obezite bir hastalık olarak kabul ediliyor. Hem de ölümcül sonuçlara yol açabilen bir hastalık. Hiçbir meslek grubunu veya kişiyi hedef alarak yazmıyorum. Her obeziteyi çözmeye çalışan uzmanın mutlaka bu konuda  kaba tabiri ile mürekkep yalamışlığı ve dirsek çürütmüşlüğü vardır. Ancak yıllardır edindiğim tecrübe, baktığım binlerce hastamın bana verdiği bilgi birikimi, bu konuda takip ettiğim, bire bir bilgi alışverişinde bulunduğum dünyaca ünlü uzmanlar obezitenin tedavisinin artık diyet listelerine göre yapılamayacağını belirtiyor.

Obezite vücutta yağ fazlalığıdır. İnce bir yapıya sahip olsanız dahi vücudunuzda fazla yağ olabileceği gibi iri bir yapıya sahip olup normal yağ oranına sahip olabilirsiniz. Beslenmesini sabah kek, poğaça, öğleyin pilav, akşam yarım beyaz ekmek içine tavuk döner ve yanında asitli bir içecekle tamamlayan ve bunları azar azar yiyen kişilerde kiloları normal görülse bile insülin direncine, karaciğer yağlanmasına, tansiyon ve şeker yüksekliğine çok rastladım.
Yatağınızın, yastığınızın ortopedik olup olmaması, giydiğiniz ayakkabının şekli, çiğneme hızınız, oturma şekliniz, duygu durumunuz, kullandığınız ilaçlar, dilinizdeki tat tomurcuklarının, tükürük miktarınızın, diş ve çene kaslarınızın özelliklerinden tutun da bağırsağınızın son kısmına kadar olan bölgelerdeki hücre sayınız, probiyotik mikroorganizma oranınız, mantarlı bağırsak ortamı, karaciğerdeki yağlanma oranınız, pankreasınızın durumu, vitamin, mineral, omega-3 indeksiniz ve daha sayfalar dolusu etken sizi obez yapabilir. Çalıştığınız yerin konumu, havası (plastik sanayi, tekstil atölyeleri vb) dahi kilonuzu etkileyebilir. O zaman sadece al bu listeyi ile bu iş olmaz.
Çağdaş obezite tedavisinde size gelen hastayı her hali ile tanımak zorundasınız. Modern tıp bu konuda yaklaşık 300 civarı bir soru formu sizi tanımaya, anlamaya çalışıyor.

Kullandığınız mikrodalga fırından tutun da tuzunuzun cinsine kadar sorgulama yapıyor. Günlük oturma saatlerinizi, hareketli anlarınızı, uyku düzeyinizi saptıyor. Çok klasik bir örnek vereyim; Günde 1 saat TV veya bilgisayar karşısında oturduğunuzu kabul edelim. Bu yılda 365 saat (yaklaşık 15 gün) hareketsiz kalıyorsunuz demektir. 6-7 saatini tv karşısında geçiren bir insanı sadece diyet listesi ile tedavi edemezsiniz.

Son yıllarda duygusal açlık nedeni ile gelişen obezite oranları adeta patlama yaptı. Patrona kızdım yedim, kocama kızdım yedim, karıma kızdım yedim, istediğim hayatı yaşayamıyorum atın ölümü arpadan olsun dedim yedim gibi daha bir çok örnekler vermek mümkündür.

Obezite tanısında iyi bir sorgulama yapılıp nedenin duygusal, metabolik, endokrin, davranışsal ve daha geniş yelpazedeki kökenini bulmak ilk yapılması gerekendir. Bugün çok farklı metodlar ile vücuttaki yağ, kas, su oranını tesbit edebiliyoruz. Pratikliği ve yaygın bir şekilde kullanılabilmesi açısından çok düşük doğru elektrik akımı ile çalışan bir takım cihazlar son derece güvenilir bir şekilde bize vücut yağ oranını verebilir. Dünyada kabul edilen oranlar erkeklerde maksimum % 18, kadınlarda ise % 22 dir. Bunun üzerindeki yağ oranları derecesine göre obezitenin şiddetini gösterir.

Kıymetli okurlarım. İnsan, hayatında araba, ev, para, şan, şöhret bulabilir. Ancak sağlığınızı kaybettikten sonra bunların hiç bir öneminin olmadığını anlayabiliyorsunuz. Ömrümün büyük bir kısmı yoğun bakımlarda geçti. Rahat nefes alıp verebilmek için, ağız yolu ile bir masada keyifle yemek yiyebilmek için bütün malını mülkünü verebilecek insanlar tanıdım. Bunlar her zaman hatırda bulunması gereken gerçeklerdir.

Gideceği limanı bilmeyen bir gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez (M.Montaigne).