Atalarımız can çıkar huy çıkmaz demişler. Devleti ile toplumu ile topyekûn bir korona mücadelesine girdiğimiz bu kara günlerde bile hırsız hırsızlığını, cahil cahilliğini, yalancı yalancılığını, ukala ukalâlığını gösteriyor. Sanal ortamdan insanların kredi kart bilgileri çalınarak paraları iç edilmek isteniyor, okumuş yazmış ama cibiliyeti cahil olan bir çok insan yine kuralları hiçe sayarak toplu halde bir araya gelerek eğlenceler düzenliyor, halaylar çekiyor, çoluğunu çocuğunu evde bırakarak cepheye koşar gibi hastane koridor ve yoğun bakımlarında şifa peşinde koşan sağlık çalışanları hiç de ummadığımız ünlüler tarafından aşağılanıyor. Kamera karşısında ve milyonların önünde yaptığı suçu temize çıkartacak, kargaların güldüğü bahaneli yalanlar atılıyor, Kitleri ile, dandik deterjanları ile, etkinliği yetkili merciler tarafından onaylanmamış ilaçlar ile toplum (üstelik üç kuruş uğruna) birtakım insanlar tarafından kandırılıyor. Daha neleri var neler. Adam başı bir polis, bir psikiyatr, bir kameraman, bir savcı, bir hakim düşse yine bu işe çözüm değil. Devlet adamda maya bozuk ise fabrika ayarlarına hemen döndüremez ki, ne yapsın. Kıymetli okurlarım. Tüberküloz yenildi, veba yenildi ve daha pek çok hastalık bilim ile yenildi ama yukarıda saydığım patolojiler ve bunları uygulayanlar maalesef tedavi edilemiyor.
OBEZİTE VE BAĞIŞIKLIK
Obezite daha önceleri de yazdığım gibi benim iç hastalıkları uzmanlık tez konum. Bu konuda her tür bilgiyi değerlendirip sizlere doğru bir şekilde yıllardır yazıyorum. Obezite bağışıklık sistemimizi zayıflatan bir durumdur. Şimdilerde daha iyi anlıyoruz ki bu durum al bu listeyi kullan ve zayıfla durumu değil. Bunu aşmamız ve olayın ciddiyetini kavramamız lazım.
Obezite ve şeker hastalığı ülkemizde giderek artmakta. Dünyada ilk sıralara geldik. Hatta kimi araştırmalar Avrupa’da birinci olduğumuzu göstermekte. Bu hastalıklar bizlere bir bedel ödetecek mi o zaman?
Obez hastalarda bağırsak mikrobiyomu (güçlü bağışıklık sistemi için olmazsa olmaz faydalı mikroorganizmalarımız) olumsuz etkilenmiş olabilir. Obezite tanım olarak aşırı yağ birikimine bağlı kronik bir enflamasyondur. Bu enflamasyon zemininde vücudumuzun savunma sistemlerinin zaafiyete uğraması kaçınılmazdır. Yapılan birçok çalışma vücut yağ dokusu artışı sonucunda bağışıklık sistemimizde şu aksaklıkların var olduğunu göstermiştir. 1- Antijen (düşman madde) uyarılmasına bağışıklık yanıtında azalma. 2-Doğal öldürücü hücrelerde etkinlik azalması. 3- Makrofaj ve dentritik hücre (yabancı maddeleri bağışıklık sistemine tanıtan hücreler) fonksiyonlarında azalma. 4-Azalmış sitokin üretimi (hücrelerin birbiri ile haberleşmesini sağlayan ve savaş hücrelerinin olay yerine gitmesini sağlayan kimyasal maddeler).
Asla viral salgınların tek sebebini yağlanma veya vücutta insülin fazlalığına bağlı olarak gelişen bir durum kaynaklı olarak sizlere sunmuyorum. Ama tarih boyunca ayakta kalan insanlara baktığınızda ya çok açlık ya da çok tokluk dönemlerinde vücut savunma sisteminin bozulduğunu ve buna bağlı olarak da mikrobik hastalıkların bizleri istisnalar haricinde yok ettiğini görmekteyiz. Hazır fırsat bu fırsat beslenme ve egzersiz konusunda yaşamımıza bir yön verelim.
Mevlam bizlere ayetleri ile diyor ki, biz insanların kaderini kendi amellerine bağlı kıldık. Hem hekim hem de bir insan olarak üzülerek söylüyorum. Var olduğumuzdan beri insanoğlu ne ekerse onu biçiyor.