Olay Gazetesi Bursa

İnanması zor gerçekler

Kıymetli okurlarım. Yanlış bilinen veya duyduğunuzda sizlere gerçekten böyle mi dedirtecek olan bazı bilgileri aktarmaya çalışacağım. Bu bilgilerin tamamı bilimsel gerçeklere dayalıdır. 1-KALBİMİZİN ANA YAKITI: Kalbimizin ana yakıtını genellikle orta ve kısa zincirli yağ asitleri oluşturur. Yani annemizin karnında 8 haftalık iken atmaya başlayan ve yıllarca durmadan çalışan kalbimiz eşi benzeri olmayan bir motor görevi […]

Kıymetli okurlarım. Yanlış bilinen veya duyduğunuzda sizlere gerçekten böyle mi dedirtecek olan bazı bilgileri aktarmaya çalışacağım. Bu bilgilerin tamamı bilimsel gerçeklere dayalıdır.

1-KALBİMİZİN ANA YAKITI: Kalbimizin ana yakıtını genellikle orta ve kısa zincirli yağ asitleri oluşturur. Yani annemizin karnında 8 haftalık iken atmaya başlayan ve yıllarca durmadan çalışan kalbimiz eşi benzeri olmayan bir motor görevi görmektedir. Bu motorun ana enerjisi de zararlı olduğu sanılan ve maalesef bazı hekimlerce halen alınması uygun bulunmayan sağlıklı yağlardan gelmektedir. Bunun dışında kalbimiz kısmen şeker ve protein de kullanarak enerji sağlayabilmektedir.

Dünyaca ünlü Cleveland Kliniği tereyağının olumlu etkileri hakkında broşürler bastırmıştır. Eski Birleşik Krallık Kraliçesi 2. Elizabeth uzun yıllar tereyağı kullanmış ve tercihen Kaz Dağlarımızdaki meralardan kaynaklanan tereyağını tüketmiştir. Bugün milyonlarca takipçisi olan birçok batılı hekim artık tereyağına king yağ (kral yağ) adını takmıştır. İçindeki kalp yakıtı olan yağ asitlerinin yanı sıra antienflamatuar etkileri edeni ile de kalp damar sağlığı açısından yararlı olduğunu belirtmektedirler. Bu uzmanlara göre daha sağlıklı kemikler için, bağışıklık sistemini güçlendirmek için, sağlıklı bir cilt için, yüksek enerji düzeyleri için, göz sağlığı için tereyağı mükemmel bir kaynaktır.

2-SİNDİRİM AĞIZDA BAŞLAR: Günümüzde kilo vermek için sayısız diyet önerilerini uygulayan, ilaç kullanan, ameliyatlar olan ancak bunlara rağmen başarı gösteremeyen bir çok insan bulunmaktadır. İlköğretim bilgilerinden olan sindirim ağızda başlar cümlesini çok iyi biliriz ancak uygulamaya gelince işler öyle gitmez. Kaçımız pirinç pilavını ağzında iyice çiğneyip lapa kıvamına getirerek yer bir düşünün. Ağız boşluğumuz inanılmaz, mucizevi bir donanıma sahiptir. Kuvvetli çene kemiklerimiz, çene kaslarımız, tat duyusu organı olan ve gıdaları karıştırmaya yarayan kuvvetli kaslardan oluşan dilimiz, 30 dan fazla dişimiz, birçok kanal ile ağız boşluğuna taşınan küçük derelerimiz (tükürük salgıları) aslında bize burada çok önemli bir işin gerçekleşmesi gerektiğini anlatıyor.

Bizler ağız sindirimi için bir disiplin geliştirdiğimizde yani yavaş yavaş ve aralıklı olarak yemek yediğimizde karnımızın çok daha çabuk doyduğunu rahatlıkla görebiliriz. Kilo verme aşamasında bu yaklaşımdan uzak duran kişilerin başarılı olma ve bu başarıyı idame ettirme şansları çok azdır.

3-KAN ŞEKERİNDEKİ HAFİF ARTIŞLAR ÇOK MU ÖNEMLİ: Bazı şeker hastaları açlık kan şekeri düzeylerini 200 lerden 140-150 lere düşürdüklerinden gururla bahseder ve artık bir tehlikenin olmayacağını düşünürler. Oysa çalışmalar öyle söylemiyor. Hafif derecede koroner yakınması olan şeker hastaları ve şekeri olmayan hastalar karşılaştırıldıklarında glikoz metabolizması bozuk olanlarda ani kalp krizi riskinin çok daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bu nedenle özellikle kan şeker düzeylerinin önerilen seviyelere indirilmesi çok önem taşımaktadır.

4-TÜTÜN MAMÜLLERİ Mİ OBEZİTE Mİ DAHA ÇOK ÖLDÜRÜYOR: Ünlü Prof.Dr. Graham Mc Gregor’a göre tütün mamüllerinin yaptığı tahribat obezite ve diyabetin çok gerisinde kaldı. Ünlü hekime göre tütün mamülleri gırtlak, akciğer, mesane ve prostat kanserleri ile yakın ilişkide iken obezite ve diyabet tüm vücut sistemlerini etkileyerek daha geniş bir yelpazede kanserlere neden oluyor. Ayrıca yağ fazlalığının meydana getirdiği kronik enflamasyon vücudu yavaş yavaş bitiriyor.