Ünlü Dâhi Leonarda Da Vinci diyor ki; Hayata değer vermeyen onu hak etmemiştir. Covid-19 Enfeksiyonunun bulaşma ve yayılması ile ilgili o kadar şey söylenmesine rağmen halen hem kendi hem de çevresinin sağlığını tehlikeye atanlar için cuk diye oturmuş bir söz bu. Üzülerek izliyorum. Hem onlarca yıl içinde bulunduğum sağlık ordusunun çektiklerine hem de emniyet teşkilatının polislerine yapılanlara içim acıyor. Kendisini uyaran polise ve ayaklarından su gibi ter akan sağlık çalışanlarına vatandaşlarca (Vatandaş tanımına da aslında bir kez daha sözlüklerden bakmak lâzım) yapılan muameleleri ekranlarda görüyoruz. Yazıklar olsun diyorum.
OBEZİTE VE BESLENME İLE İLGİLİ ÖNEMLİ BİLGİLER
Dünyanın saygın bilim insanlarınca ve yine saygın tıp dergilerinde yayınlanan bazı makalelerden sizlere bilgiler aktarmak istiyorum. Her bir bilgi ile ilgili makaleler bende kayıtlıdır. İsteyen bütün okurlarıma başvurduklarında memnuniyetle ulaştırırım.
1-İlk çocuğunu rafine gıdalar, un ve şeker ağırlıklı besleyen anneye çocuğun dişlek ve çene yapısının bozuk olması üzerine 2. Çocuk için gebe kalmadan önce ve gebelikte tamamen doğal beslenmesi öneriliyor. İlgili hekim bu konuda kendinden çok emindir ve 2.çocuk tamamen normal gelişiyor. Bahsedilen hekim bunun gibi yüzlerce vaka takip ediyor ve her birisinden aynı sonuçları alıyor. Diş ve kafatası gelişimi için annenin gebelikte doğal beslenmesi çok önemlidir.
2-Pek çok aksi bilgiler söylense de 2005 yılında yapılan ve ABD’nin en saygın beslenme dergisinde çıkan bir makale, proteinden zengin beslenenlerde kemik yoğunluğunun arttığını belirtiyor. 230 genç birey 4 yıl takip edilip gereken ölçümler yapılarak bu kanıtlanmıştır.
3-Gebelikte anneden bebeğe geçen omega-3 yağ asitleri (EPA ve DEHA) annenin bunları yerine koymaması üzerine annede eksikliğe yol açıyor. Annede omega-3 ün eksik olması lohusalık depresyonuna neden oluyor. 15 bin gebe kadının takibi sonucu gözlenen bu durum yeterince bu yağ asitlerini alan annelerde hemen hemen hiç oluşmuyor.
4-Çavdarlı ekmekler aynı kalorideki buğday ekmeğine göre açlık duygusunu çok daha fazla oranda bastırıyor. Hele çavdar ekmeğinde kepek oranı arttırılırsa bu süre daha da uzuyor. Sabahları kahvaltıda alınan çavdar kepekli, çavdar unlu ekmek öğleden sonraki açlık hissini bastırarak günün ilerleyen saatlerinde daha az yememizi sağlıyor. Yurt dışında bir çok hekim obezite tedavisinde bunu önermektedir.
5-Kalori kısıtlaması yaparak kilo kaybetmeye çalışan kişiler sonuçta yenik düşeceklerdir. Bunun nedeni şudur: Vücut kalori kısıtlandığında bazı mikro besin maddelerini eksik alacaktır. Beyin ileride bu kayıpları yerine koymak için bizleri daha fazla yemeye zorlayacak ve tekrar kilo alımı başlayacaktır. Burada asıl tehlike vücudun yapısal proteinlerinde kayıpların başlamasıdır. Kas dokusu azaldıkça metabolik hız da azalacak, yağ yakımı yerine yağ depolanması başlayacaktır. Yapılan bir çok çalışma kalori kısıtlamasına bağlı olarak kaybedilen kiloların % 50 den fazlasının kas kitlesinden olduğunu kanıtlamıştır.
Diyet yapmak beynimizde bulunan kimyasallar ile savaşmaya benzer. Bu savaşı asla kazanamazsınız. Bu savaştan kaçmaya çalışırsınız. Kaçmanın yollarından biri sigara, alkol ve bağımlılık yapan maddelere yönelmektir. Diğeri ise sık olarak karşılaştığımız gibi ani canlılık veren şekerli içecekler, rafine şeker içeren gıdalara yönelmektir.
6-Ülkemizde de sıkça gördüğümüz hipotiroidi (tiroid dokusunun az çalışması) ciddi bir depresyon sebebidir. Her depresyon vakasında bu durum da göz önünde tutulmalıdır.
Kalın sağlıcakla kıymetli okurlarım…