Sözün en güzeli, söyleyenin doğru olarak söylediği, dinleyenin de doğru anladığı sözdür diyor yıllar önce Aristo. Tıpkı aşağıdaki satırlarda yazdığım ve amacını bulmasını istediğim gibi.
Kadın ve erkek olarak yaratılmışız. Kadın doğal şartlarda doğurganlık sahibidir yani anne olmaya adaydır. Evladını doğurmak, gelişmesine yardımcı olmak bir kadının fizyolojik yapısında vardır. Ancak anne olmak kolay bir iş değildir. Bebeğini karnında taşırken ciddi sorumlulukları da beraber taşır anne.
Kıştan çıkarken bir tarlayı beller, çapalar, yabani otlarını temizler, gübreler ve ondan sonra ürününüzü ekersiniz. Bu koşullar yerine geldiğinde çok büyük bir afet olmaz ise o tarladan alacağınız verim en iyi düzeyde olur. Günümüzün bilimsel gelişmeleri ışığında, gebelik planlandığı andan itibaren bir anne beslenmesine son derece dikkat etmelidir. Omega-3, d vitamini başta olmak üzere diğer vitaminler, doğal kaynaklardan gelen proteinler ve yağlar, iyot, demir, çinko, magnezyum, kolin ve daha pek çok besinden gelen maddeler yeteri kadar alınmalıdır. İdeal bir yağ oranına sahip olarak gebeliğe girilmelidir. Yeterli egzersiz de yapıyorsa annenin bu koşullarda sağlıklı bir bebek doğurma olasılığı çok yüksektir.
Aksi de var tabii. Ben çok şahit oldum obez, kontrolsüz diyabet ve tansiyon hastalarının ne olursa olsun bir çocuk sahibi olayım diye tüp bebek merkezlerine akın ettiklerine. Oysa bilim bu hali ile gebe kalanların çocuklarında doğumda veya doğumu takiben pek çok anormalliklerin olacağını kanıtlıyor. Allerjik, otistik ve hiperaktif çocuklar artıyor. Ağız bölgesi kusurları, beyin ve omurilik kusurları, kalp anormallikleri ve daha pek çok patolojik durumla karşılaşmak mümkün. Bunları da geçtik, ileri yaşlarda o çocuklarda akıl hastalıkları, şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları görülme riski de fazla. O zaman bu konuda asla bencil davranmamalı.
Şubat 2018 makaleleri gebe beslenmesinde süt ve süt ürünleri, baklagiller, somon başta olmak üzere omega-3 içeriği yüksek olan balıklar, tatlı patates, yumurta, brokoli başta olmak üzere çiğ ve pişmiş yeşil sebzeler, doğal zincirinden soframıza gelen etler, berry grubu meyveler (çilek, yaban mersini, kiraz, vişne, ahududu, böğütlen), avokado, tam tahıllar, kuru erik başta olmak üzere kurutulmuş meyveler önemlidir diyor. Yumurtada bulunan kolin bebeğin beyin gelişimi için çok önemli. Omega-3 ise özellikle bebeğin görme ve beyin fonksiyonları için önemli. Bu gıdalardan aldığımız magnezyum ise bebeğin anne karnında bile boyunun uzamasına katkıda bulunmakta. Kurutulmuş erik ise gebeliğin son aylarında ilgili bölge kaslarına etki ile normal doğumun kolaylıkla yapılabilmesine yardım ediyor.
Yapılan hatalardan birisi de internet ortamında sergilenen veya kulaktan duyma bilgiler ile bazı herbal (bitkisel) ürünlerin gebelikte kullanılmasıdır. Bazıları yararlı olmasına rağmen pek çoğu sanılanın aksine preeklampsi, erken doğum, bebek sarılığı, annede hipertansiyon ve epilepsi (sara) durumlarına yol açabiliyor.
Aman dikkat, makine değil insan meydana getiriyorsunuz. Ya dünyalar sizin olur, ya dünyanız yıkılır yada ileride doğurulacak olan bir dünya kalmaz.