Böbrekler vücudumuz için önemli organlardır. Bunun önemini ne kadar bilirsek o kadar dikkatli oluruz.
Neden önemlidir:
– Vücudumuzdan fazla suyu atarak su dengesini sağlar.
– Artık maddeleri dışarı atar.
– Kan basıncını düzenler.
– Kemiklerin sağlamlaşması ve kanı belli bir düzeyde tutması için hormonlar salgılar.
– İnsülini belli düzeyde tutarak kan şekerinin düzenli seyretmesini sağlar.
Bu nedenlerle önemi büyüktür. 3-5 gün çalışmazsa ölüm kaçınılmazdır.Bu derece önemli olan böbreklerimizi hangi hastalıkların etki ederek zarar verdiğini aşağıda bahsedelim:
– Diabet: Özellikle 5 yıl ve daha fazla süre şekeri olan hastalar mutlaka böbreklerini kontrol etmeleri gerekir. Dünyada ve ülkemizde en fazla böbreklerde hasar oluşturan ve son dönem yetmezliğe götüren diabettir. şu an dialize giren hastaların yaklaşık olarak % 50-60’ı diabete bağlıdır.Bu oranlar, böbreklerin diabetten ne kadar etkilendiğini ve diabeti olan hastaların böbrekler açısından ne kadar hassas davranması gerekliliğini ortaya koymuştur.
– Hipertansiyon: En sık görülen kronik hastalıklardan bir tanesidir, neredeyse her 10 erişkin kişiden 3-4’ünde bulunmaktadır.Bu hastalık’ta böbreklerde önemli oranda hasar oluşturur.Dialize giren hastaların diabetten sonra ikinci sıradaki nedendir.Bu da gösteriyor ki tansiyonu olan hastaların böbreklerini muayene ettirmeleri önemlidir.
– İlaç kullanımı: Toplumumuzda ilaç kullanımı sıktır.Antibiyotik ve ağrı kesiciler ön sırada yer alır. Zaman zaman basit bir ağrı için bile ağrı kesiciler kullanırız. Başta ağrı kesiciler olmak üzere diğer ilaçları sıklıkla kullanmış olanlar veya kullananlar böbrekleri etkilenmiş düşüncesi ile doktora başvurmalılar. Çünkü kullanılan ağrı kesiciler böbreklerin hormon düzeyini bozarak veya direkt etki ederek yetmezliğe götürmektedir. Antibiotiklerin çoğu da böbrekler üzerinde yan etki yaparak aynı sonuca sebep olmaktadır. Sonuç olarak sıklıkla ilaç kullanım hikâyesi olan ( ağrı kesiciler, antibiotikler, anti tuberkulos ilaçlar,kanser ilaçları, anti piskos vb.) kişilerin bu organımızın hasarlanmış olabileceği düşünerek doktora başvurmaları gerekmektedir.
– Genetik: Böbrek hastalıklarının bazıları genetiktir. Özellikle yakın akrabalarında böbrek hastalığı bulunan kişiler böbreklerini kontrol ettirerek sağlam olduğundan emin olmalılar. Sağlam çıkarsa bile en az 6 ayda 1 tekrar etmeliler.
– Romatizmal hastalıklar: Lupus, romatoıt artrıt sklero derma gibi romatızma hastalıkları ,eklem ve diğer organların tutulumları yanında böbrekleri de tutar ve bu nadir değildir.hem bu hastalıkların direkt tutulumu hem de bu hastalıklar için kullanılan ilaçlar böbrekler için yan etki oluştururlar ve yetmezliğe götürürler. Bu hastalıkları bulunan kişilerin hem romataloğa hem de nefroloğa başvurmaları önemlidir.
– Kronik hastalığı olanlar veya önemli bir hastalık geçirenler: tuberkulos, hepatıt gibi enfeksiyonlar ve kronik bağırsak hastalıkları ( choron hastalıgı, ulseratıf kolıt), bronşit-bronsektazi, ankılozan spondılıt,osteomıyelit gibi kronik hastalığı olanlar amıloıdosız denilen bir hastalık oluşturarak böbrek tutulumuna neden olurlar. Bu nedenle bu tür hastalığı ve hikâyesi olanlar böbreklerini dikkat etmeliler ve ihmal etmemeliler. Bunun için tahlil ve tetkiklerini yapmalılar.
– Ailevi Akdeniz hastalığı : Bu hastalıkta böbrekleri etkileyerek yetmezlik oluşturabilir. Genetik özellik taşıyan bu hastalık, genellikle dramatik nadir de olsa sessiz seyreder.bu nedenle hem bu hastalığı taşıyan hem de yakınları dikkatli olmalı, araştırılmaları için merkeze başvurmaları önemlidir.
Sonuç olarak bu önemli organımızın hem hastalıklardan hem de ilaçlardan ayrıca daha sayamadığımız ( eroin, morfin , tarım ilaçları vb. ) birçok zehirli maddelerden etkilenmektedir. Bu önemli organımızı korumak ve kollamak için dikkatli davranmalıyız. Çoğunlukla etkilendiğinde ağrı yapmadığı için göz ardı etmemeliyiz. Böbrek sağlığımız için birçok olumsuzlulardan uzak durmalıyız, bol su içmeliyiz, her 6 ayda bir tetkiklerimizi yaparak sağlıklı olduklarından emin olmalıyız. Unutmamalıyız ki böbrek hastalığı genellikle sinsi bir hastalık olup son döneme gelene kadar belirti vermeyebilir.