Kağıt üzerinde favori olmak yetmiyor. Futbolun gerekliliklerini yapmaz iseniz böyle sonuçla karşılaşırsınız.
Puan kayıplarının telafisinin zor olduğu şu haftalarda Bursaspor’un Kasımpaşa karşısında aldığı 5-3’lük mağlubiyet hem puan hem de moral motivasyon açısından iyi olmadı.
Daha doğrusu Şenol Güneş’in öğrencilerine bu skor yakışmadı. Her iki takımın defans zafiyetleri gollü bir sonuç getirirken, özellikle ilk devrede Bursaspor yakaladığı pozisyonları gole çevirebilse daha farklı bir görüntü ortaya çıkabilirdi.
Kasımpaşa dersine iyi çalışmış. Yeşil beyazlıların zayıf ve etkili olduğu yönlerini iyi tespit eden Önder Özen, bunları oyuncularına da iyi aktarmış. Şenol Hoca Serdar’ın yokluğunda genç Ertuğrul’u sahaya sürerek risk aldı. Bu risk Ozan Tufan’ı stopere çekip onun yerine de Holmen’e şans verilerek daha da azaltılabilir miydi? Bence evet. Civelli ve Serdar’ın emniyet sübabı olduğunu bu maçta bir kez daha gördük. Onlar olmayınca da lastik patladı. Mağlubiyet yalnızca bu iki oyuncunun olmayışından da kaynaklanmadı. Ne Şener bildiğimiz Şener, ne de Aziz Behich bildiğimiz Aziz’di. Ama mağlubiyeti getiren en büyük etkenlerden biri Josue ve Bakambu’nun defansif olarak takıma hiçbir şekilde katkı sağlayamamış olmasıydı. Yük Belluschi ve Ozan Tufan’ın üzerine binince ister istemez bu iki oyuncu da ikinci yarı oyundan düştü. Alan daraltıp Bursaspor’u hataya zorlayan Kasımpaşa, Bursaspor’un bu açıklarını Babel, Tunay ve Scarione gibi etkili silahlarıyla iyi kullandı. Bu 3 oyuncunun bir başka özelliğide defanslarına yaptıkları katkılardı. Maçtaki farkta zaten burada ortaya çıktı.
Yükü dağıtan, sorumluluk alan, yardımlaşan kazandı; kağıt üzerinde favori olan kaybetti. Artık kritik bir virajdayız. Önümüzde kongre, oynanacak 5 maç ve kupanın rövanşı var. Adımların çok dikkatli atılmasında fayda var…