Çok kötü bir Sivas sınavı, kadro dışılar, sakatlıklar, cezalar ve 7 haftalık 3 puan özleminin getirdiği psikolojik baskı. Bursaspor‘un Ankaragücü maçına çıkarken böyle bir fotoğrafı vardı. Yani hasta yoğun bakıma girmek üzereydi. Tedavinin ilacı da belliydi. Bu ilaca ulaşmak da saydığım mevcut şartlar nedeniyle hiç kolay değildi.

Yalnız iyi futbolun karın doyurmadığını ilk 6 haftada gördükten sonra kardeş takım karşısında beklenti iyi oyundan ziyade 3 puandı. Kadroda mecburiyetten yapılan değişikliklerin ne getirip ne götüreceği merak konusuydu. Bu sezon ilk kez ilk 11’de şans bulan Ramazan Keskin‘i ortaya, Shehu‘yu da sağa monte eden Samet Hoca, Stancu‘ya da 10 numara görevi vermişti. Beklenildiği gibi Bursaspor oyuna iştahlı başladı. Bu iştah 7. dakikada golle sonuçlanırken VAR‘ın ışıkları Sakho‘nun golü için yine kırmızı yandı. Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yercesine Samet Hoca’nın atılan golde sevinmemesinin ne kadar doğru olduğunu, büyük hayal kırıklığıyla gördük. Ama 22. dakikada ne ‘VAR‘ ne de hakem Özgür Yankaya‘nın yapacağı hiçbir şey yoktu. İlkyarının en iyi iki ismi; Ramazan Keskin‘in usta işi uzun ortasında Umut Meraş‘ın nefis kafa vuruşu işleri rayına soktu. Sakatlıkları nedeniyle 38 dakika içerisinde iki zorunlu oyuncu değişikliğine giden Ankaragücü, bu devrede Bursaspor kalesinde fazla gözükmedi ama ikinci devrede ilk devrenin de etkili ismi Bifuma ile arayış içerisine girdiler. 1-0’lık skorun tehlikesinin farkında olan yeşil beyazlı oyuncular defans güvenliğini daha sağlama almaya çalışırken, Sakho ve Lima ile da gol aradılar.

Bu VAR sitemiyle Bursasporlu oyuncular ve taraftarlar golden sonra sevinmeye korkar hale geldi. Keza Lima‘nın 90 artılarda attığı gol yine bu teknolojiye takılınca coşku kursaklarda kaldı. Neticede Bursaspor çok da iyi oynamadığı bir maçı 3 puanla tamamlamasını bildi. Zaten önemli olan da buydu.

Son olarak genç oyuncu kardeşlerime de birkaç şey söylemekte fayda var. Samet Hoca ile ayağınıza gelen bu şansı tepmeyin çünkü bu fırsatlar her zaman kolay kolay gelmez.