Geçen akşam TV de program yöneten bayan meslektaşımız Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta’ya soruyor; “Tepkiniz neye, futbolda neyi değiştirmek istiyorsunuz?” diye ama karşıdan gelen cevap hiçte tatminkar değil… Neden? Deniz Ateş Bitnel farklı bir toplumda yetişip farklı bir yerden gelmedi. İçimizden biri. Sanki tüm kulüpler, yöneticiler, oyuncular ve altyapıları kusursuz, bir tek hakemler kusurlu…
-Kulüpleri borç batağına sürükleyenler hakemler
-Altyapıdan elle tutulur oyuncu çıkmamasının nedeni hakemler
-Oyun kalitesini düşüren hakemler
-Taraftarları tribünden kaçıran hakemler
-Yıllardır milli ve kulüp bazında dünya da başarısız olmamızın nedeni hakemler
-Avrupa piyasasına oyuncu, teknik adam ihraç edemememizin sebebi hakemler
Keşke, keşke yalnızca tek sorunumuz hakemler olsaydı.
Futbol sektörünün içinde bulunan aktörler, hep rüzgara göre konum alırlar. Dalgalı sularda sorunlarla boğuşmayı hiç istemezler. En tepeden en aşağıya kadar genelde izlenen politikalar hep günü kurtarma adına dır. Bilimsel, günün, zamanın koşullarına uygun sistem, yapılanma bir türlü sağlanmaz/sağlanamaz. Çünkü alan da satan da memnundur.
Pasta büyük falan değildir… Pasta tatlıdır, onu paylaşanların sayısı da bellidir. Global bir ekmek kapısıdır orası… Ekmek kapısı dediğime bakmayın milyonlarca çalışanımıza haksızlık olur.
Global tatlı para kazanma merkezi ve lüks hayata giden en kestirme yoldur futbol piyasası.
Burada da bir düzeltme daha yapmak gerekir, Süper Lig piyasası diye… Çünkü 2. Lig ve 3. Lig’lerde boğuşan yöneticilerin, oyuncularına ancak kendi yağları ile kavrulmaya güçleri yeter.
Levent Yüksel’in söylediği gibi “Geç bunları anam babam geç bunları“
Haaa hakemlerin kusurları yok mu? Var tabii… Ama en büyük kusur yine anlayışta, torpilde… Şu memleket ne çektiyse hep “Çamurdan olsun bizden biri olsun” anlayışı yüzünden çekti. Siz anladınız ne demek istediğimi…. Bu tarafı MHK’yi bağlayan husustu. Takımları bağlayan husus ise şu: Anadalu takımları ister kendi, ister İstanbul takımları ile yapılan maç sonrası “Lehte yapılan hataları” da çıkıp “Hakemin bizim lehimize verdiği karar yanlıştı” diyenler artığında Türk futbolunu kurtarırız… Şu eğitim yok mu eğitim, hala anlayamadık onsuz bir şey olmayacağını/olamayacağını.
Bravo başkan
Bursaspor yönetimi Ali Ay başkanlığında çok doğru adımlar attı. Orhan Güney’in yazdığı transferdeki taban ve tavan uygulamasına geçilecek olmasını canı gönülden alkışlıyorum. Özlüce, çiftlik görüntüsünden nihayet yavaş yavaş kurtulmaya başladı. Asgari ücretin 1300 TL olduğu bir ülkede milyonlarca Euro (TL’de değil) transfer ücretleri vererek takımları borç batağına sürükleyen bu uygulamadan vazgeçme adına atılan bu önemli adım milat olacaktır diye düşürüyorum. Taban 300 tavan ise 750 bin Euro. Bu mudur? Budur… Futbolcuların bir değeri vardır ama asıl fiyatı yükselen genelde hep komisyon miktarları oldu…