Ali Ay’ı savunmak, kollamak gibi bir derdim yok. Yapılan yanlışların nedenlerini mümkün olduğunca ortaya koyarak, yazıp çiziyoruz.
Divan Kurulu’nda üyelerin konuşmalarını dinliyorum. Eleştiri gırla, öneri tek: Yönetim kongre kararı alsın. Sanki bugüne kadar farklı Divan Kurulları’nda görev aldılar. Halâ çözümü yönetim değişikliklerinde görüyorlar. Ben de bunu hayretler içerisinde izliyorum ama onlar halâ bu kısır döngüyü görmüyorlar.
Körüstan gitsin, Recep gelsin, Ali gitsin Mehmet gelsin, Abdulrazak gitsin, Nizamettin gelsin… Sonuç? Patinaja devam. Kusura bakmayın ama geçtiğimiz sezon öyle sıradan bir sezon değildi… Bazıları halâ bıkmadı tribüne oynamaya… Sanki yeni gelen başkan ve yönetim bir anda her şeyi değiştirecek.
Keşkeee. Ama maşallah Bursaspor öyle bir camia oldu ki; iğneli fıçı. İçine düşen delik deşik olmadan çıkamıyor. Herkesin elinde bir iğne, batırmak için fırsat kolluyor. Kimse demiyor şişi alıp şurada bir ters bir düz yapayım da kulübe bir katkım olsun diye… Dedikodunun bini bin para…
Divan; kahvede, çarşıda konuşulanların hesabının sorulacağı bir yer midir? İlk önce siz onun kararını verin. Seçimler demokrasinin gereği, tabii ki seçimle gelen seçimle gidecek. Kongre istemek yetmiyor… Bu kadar yıpranmış/yıpratılmış bir yönetim var ama Bursa’dan bir babayiğitte “Eyyy Ali Ay sen çekil, ben bu işi yaparım” demiyor? Neden? Cevabını bilmeyen yok herhalde…
1. Neden: Borç 300 milyon TL.
2. Neden: Para verecen, küfür yiyecen. Ailenden, işinden zaman ayıracaksın, önüne gelen sosyal medyada sana söylenmedik laf bırakmayacak.
Son 4 başkanın kısa portresi
–İbrahim Yazıcı: Rahmetli takımı şampiyon yaptı. Taraftarların bir kısmına yine yaranamadı. Öldükten sonra kıymeti anlaşıldı.
–Erkan Körüstan: O kadar istekli geldiği görevinde az daha kafayı tırlatıyordu. Kayseri’deki o maç sonrası yaşanan kovalamaca, ibretlik görüntülerdi…
–Recep Bölükbaşı’nın başına talih kuşu kondu. O bilet almak yerine kuşu yemeyi tercih etti…
–Ali Ay; “Sen yaparsın, sen şöylesin böylesin” dediler adam neye uğradığını şaşırdı. Kulüp değil sanki korku filmini yönetiyor… Aksiyon, gerilim, şiddet ne ararsan var maşallah... Oscar da yönetmenliği değil ama filmin aktristleri mutlaka ödül alır…
Ben size bir kardeşiniz olarak şunu söyleyeyim; Kimse kafasını kuma gömmesin. Bu camida herkes herkesi çok iyi tanır. Kim kiminle iş tutar, kimin kimden ne menfati vardır. Kongrelerde kimin borusu öter. Kimin parası, kimin turası var? Kapasitesi ne? bu camia iyi bilir. Çoğu zaman da eldeki kartların bilinmesini istenmez. Onlar gerektiğinde masaya sürülür. Öyle herkes herkesi de sevmez. Viktor Hugo’nun “vicdan, insanın içindeki tanrı’dır” sözünü çok severim. Biraz vicdan diyorum. Hem kendiniz, hem de başkaları için.