Vakıfköy Orhan Özselek Tesisleri’ne gidince insanın yüzü gülüyor.
Samimiyet, içtenlik ne ararsanız var orada. Özlüce’nin kasvetli havasından anında uzaklaşıyorsunuz.
Oradaki soğukluğun, mesafenin onda birini dahi bulamazsınız Vakıf’ta.
İlyas Acar’ın, Görkem Akbaş’ın ve Hayrettin Gülgüler’in büyük katkısı var bu tablonun oluşmasında.
Dün Başkan geldi, eminim o da rahat etti.
Alacaksın radikal bir karar taşıyacaksın takımı Vakıfköy’e.
Giderken de Özlüce’dekilerin birçoğunu getirmeyeceksin.
Çünkü orasını da bozar onlar.
Neyse….
DİRETMEZSEN OLMAZ!
Burak Kapacak, İsmail Çokçalış, Çağatay Yılmaz ve Ramazan Keskin’le profesyonel sözleşme imzalandı.
Ancak burada kalmamalı.
Bu çocuklara ve bunlar gibilerine güveneceksin. Geçmişte profesyonel yapılıp şimdilerde sürünenleri biliyoruz.
İçlerinde kim iyiyse, kim ışık veriyorsa yönetim sahip çıkacak ilk önce. Teknik direktörle en başından konuşacak.
‘Benim elimde bunlar var, bu kadronun içersinde olacaklar’ diyecek.
Onlara göre bir transfer politikasının belirlenmesini sağlayacak.
Yoksa sadece teknik direktörün ağzına kalırsa bu işler ne Burak kalır, ne Ahmet, ne de Mehmet.
EMİRHAN İÇİN VAR MI PLAN?
Bugün Muhammed Şengezer için 3 milyon Euro verildiği konuşuluyor.
Başkan kendisi söyledi bunu.
Milli takımlardaki ve altyapıdaki formuyla bile bu çocuklara talip çıkıyor.
Enes Ünal, Bursaspor A takımındaki performansıyla mı gitti sanki İngiltere’ye, İspanya’ya, Hollanda’ya.
Duydum ki, Milli Takımın sadece 2’si hariç bütün yaş kategorilerindeki kaleciler Bursaspor’danmış.
Koray Tanrıverdi’nin, Tamer Çoşkun’un ve Naim Gürel’in emeklerine sağlık.
‘Oyuncu yok’ diye birşeyi kabul etmiyorum. Önemli olan değer vermek, önemsendiklerini hissettirmek.
Mesela Emirhan Aydoğan… İnegölspor’un as isimlerinden biri oldu. Herhalde bir tecrübe kazanmıştır.
Onun için ne düşünüyorsunuz çok merak ediyorum mesela.
GERÇEK MADDE
A Milli Takıma seçilen Mehmet Zeki Çelik… Daha önce sözleşmesindeki maddeyle ilgili çok şeyler yazılıp çizildi.
Başkan dün bu olayı da netliğe kavuşturdu.
Örneğin; Beşiktaş, Zeki için resmi olarak İstanbulspor’a 2 milyon Euro veriyor.
Madde gereği Bursaspor 1 milyon Euro verip bu oyuncuyu alabiliyor.
Yani verilen rakamın yarısına alma hakkına sahip Bursaspor.
Ayrıca, Shehu’nun ‘3,5 milyon Euro’ya serbest kalır’ maddesi belli ki Sayın Başkan’ı epey düşündürüyor.
Dün şöyle bir ifade kullandı: “Bu rakam az, çok daha büyük paralar yapar diye düşünüyorum”
ELLERİNDE TELEFON, İNTERNET
Vakıfköy’de Bursaspor’un efsanesi Mesut Şen’le ayak üstü sohbet etme imkanım oldu.
Gençlere bu kadar sahip çıkılmasını anlatıyoruz ancak Mesut Şen’i dinlemelerinde de fayda var diye düşünüyorum; “Şimdi ki gençlere bakıyorum fazla çalışmıyorlar. Bir futbolcu önce eksiği nedir, onu bilecek. Araba kullanmayı öğrenirken, hoca size belli bir ders verir. Ancak sonra yalnız kalırsın. Maçta da öyle. Teknik direktörlerin yapacağı, vereceği belli. Sahada yalnızsın. Önce gençler kendini buna hazırlayacak, ekstra çalışacak. Şimdiki gençler idmandan çıkıyor, ellerinde telefon, internet. Böyle olmaz.
Sağ bek oynuyorsan, kendine bir tane sağ beki örnek alacaksın. Neler yapıyor diye gözlemleyeceksin. İyi oynadıktan sonra bile iyi oynadığını kabul etmeyeceksin. Eksiğini göreceksin. Üzülüyorum bazı gençlere. Biz 1 sezon aynı forma ile mücadele ederdik. Şimdi öyle mi? Ne ararsan var. Bu şartlarda futbolcu olmak kolay. Bizim zamanımızda zordu bu işler.”
KULÜBEDE YABANCI OLMAZ
‘Gençlerden kimi beğeniyorsun’ diye sordum efsaneye ‘Çağatay Yılmaz‘ cevabı verdi.
Sohbet, sohbeti açtı konu geldi A Takıma.
‘Nasıl görüyorsun’ dedim, başladı anlatmaya: “Hata her kulüpte olur. Ben futbolculuk kariyerimde antrenman kaçırmadım. Böyle futbolcular bulmalı Bursaspor.
Bir kere yedek kulübesinde yabancı oyuncu olmayacak.
Ne işi var yabancı oyuncunun kulübede?
Dışarıdan transfer yaparken, çok dikkatli olmak gerekir.
Orada olacaksa yerli isimler, gençler olacak.
Jires Kembo’yu beğeniyorum. Hatta kendime de benzetiyorum. Fakat onun da sürekliliği yok.
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım şöyle bir şey söyledi; “Ben Dünyanın en mutlu insanıyım, çünkü seni izledim’ dedi. Var mı bundan güzel bir şey. Bu izi bırakabilmek herşeye değer. ”