Başkan Ali Ay’a hakikaten yazık günah.
Furkan Özçal’ın golünden sonra duygularımıza tercüman oldu. Yerini terk etti, sinirinden ağlayacak gibiydi.
Onun mali tabloyu düzeltmek için verdiği mücadeleyi, savaşı bu futbolcuların hemen hemen hiçbirisi vermiyor.
Sahada böyle hiçbir şey yapmayan, kılını kıpırdatmayan, hangi formayı giydiğinin farkında bile olmayan oyuncuyu hiç özel uçakla falan deplasmana götürmeyeceksin sayın Başkan.
Bindireceksin otobüse gitsinler 12 saat anlasınlar neyin ne olduğunu.
Sahada yorulmuyorlar, hiç değilse yolda yorulurlar.
Biz artık her hafta aynı şeyleri yazmaktan bıktık usandık.
NEDEN GÜVENMİYORSUN HAMZA HOCA?
Hamza Hoca için de ciddi tereddütlerim oluşmaya başladı.
Bu Cristobal Jorquera’dan 30 hafta bir şey olmamış şimdi mi olacak merak ediyorum hocam. Hala ne medet umuyorsun anlamak mümkün değil.
Furkan Soyalp onun yaptığı işi yapamaz mı?
Elin oğlu Vakıfköy’den çıkan Oğulcan Çağlayan’a güveniyor, çatır çatır oynatıyor, siz yapamıyorsunuz.
Uzaktan şut atmak dışında planı olmayan bir takım olur mu Allah aşkına. Baskı kuramadıktan, kanatlara inmedikten sonra, topu ayağından gezdirsen ne olur.
BAK SEN ŞUNLARA…
Maçtan sonra bizim futbolcular hakem Ümit Öztürk’ün etrafını sardı.
62’de Sinan’ı ikinci sarıdan atamayan hakem benim için hakem falan değildir.
Ancak sahada ayaklar çalışmıyorsa kusura bakmayın çeneniz de çalışmayacak.
Sanki bu mağlubiyetin tüm sorumlusu hakemmiş gibi suçu bir anda ona attılar.
Olmaz beyler olmaz. Sizin bu yaptığınıza sadece kurnazlık derler.
Dany hafta arasında kadro dışı bırakıldı.
Neden bir tek onunla sınırlı kaldı ki bu iş.
Neymiş, avukatlarını göndermiş kötü örnek olacakmış.
Peki, milyon Euro’ları cebe indirip, sahada ruh gibi gezinenler ne olacak sorması ayıp.