Hakem olmak isterseniz.
1 yıl İl Hakemliği yapıyorsunuz ardından Bölgesel’e çıkıyorsunuz.
Orada da 1-2 yıl gezdikten sonra Ulusal’a terfi ediyorsunuz.
2-3 yıl da burada ter döktükten sonra yavaş yavaş 4.hakemlik için hazırlanıyorsunuz. Ve bu sırada size mentör tutuluyor.
Süper Lig için hazırlanıyorsunuz, hatalarınız anlatılıyor…
Torpilliyseniz, arkanız da biri varsa 6 yıl içersinde Süper Lig’desiniz.
Kısa öyküsü bu hakem arkadaşların…
Bu mesleği yapan hangi arkadaşımla konuşsam torpilden, size destekleyen birisinden bahsediyor.
Yani bu işler daha alttan bu şekilde başlıyor.
Kim bilir Mustafa Kamil Abitoğlu, Hüseyin Göçek, Mustafa İlker Coşkun buralara nasıl geldi?
Bir kişinin alt yapısı sağlamsa üstte çıktığı vakit fazla sıkıntı yaşamaz.
Demek ki, bu arkadaşların alt yapısında bir eksiklik var ki, taraftar baskısından etkileniyorlar, İstanbul takımlarından korkuyorlar, kavgacı futbolculardan çekiniyorlar.
Peki bu mentörler ne öğretiyor bu arkadaşlara?
Pozisyon hatası olur buna eyvallah…
Ancak yukarıda bahsettiklerimin futbolla alakası yok.
Futbolculukta da bu işler böyledir.
İyi bir alt yapı eğitimi sadece duracağı yeri öğretmekle, topa nasıl vurulması gerektiğini göstermekle olmaz.
Taraftar baskısı karşısında neler yapılacak, saha dışında nasıl davranılacak bunların da gösterilmesi gerekir.
Son yılllarda hakemlerin hata oranını azaltmak için neler yapılmadı ki; 6 hakem kuralı çıkarıldı, kulaklıklar takıldı vs…
Demek ki yetmiyor.
Ben de buradan öneriyorum; bu arkadaşlar taraftardan, tribün baskısından etkeniyor ya, kulaklarına ayrıca pamuk da tıkasınlar.
Melo gibi, Emre gibi, Volkan Demirel gibi isimlerin üzerlerine gelmelerinde gardlarını almaları için de karate ve boks kursuna gitsinler.
Ayrıca statlara dev bir ekran yapılsın, pozisyonu tekrar tekrar izleyip öyle karar versinler.
Bunlar da olmazsa, Mustafa Kamil Abitoğlu’nu, Hüseyin Göçek’i ve isimlerini artık yazmaktan sıkıldığım daha onlarcasını gördükten sonra robot hakem de icat edebiliriz aslında.
**
Şimdi göreceğiz sizi temsilciler!
Bursaspor tribünlerinden duyulan en küçük bir ses rapor ediliyor.
Utanmasalar yoldan geçen bir arabanın kornasını bile küfür diye yazar bu temsilciler.
PFDK’da zaten hazır da bekliyor, veriyor cezayı.
Son Gençlerbirliği maçından 250 bin TL ve iki tribün kapatma cezası geldi.
Aslında bundan sonrası kötü.
Artık raporda yazılacak en ufak bir şeyde 300 bin ve tribün kapatma, sonrası 350 bin ve tribün kapatma, ardından 400 bin ve tribün kapatma cezaları gelecek.
9.10.11.12 ihlallerde ise 1 maç seyircisiz ve 500 bin TL, 13 ve üstü ihlallerde ise 2 maç seyircisiz ve 500 bin TL cezaları da hazırda bekliyor.
Korna sesini, küfür içermeyen tezahüratları raporuna yazan bu herşeyi çok bilen temsilciler acaba Olimpiyat Stadı’nda edilen küfürlere bakalım ne yapacak?
Beşiktaş’a ceza gelecek mi, gelmeyecek mi?
Yoksa geçtiğimiz sezon Kadıköy’de edilen küfürler gibi es mi geçilecek?
Bursaspor kulübü mutlaka ve mutlaka bu konunun takipçisi olmalı.