Eleştiriyle, protestoyla, tepkiyle alakalı fikirlerimi dün belirttim.

Bu işte kızmaca, gücenmece yok.

Sevginin olduğu bir yerde bunların olması kadar da doğal bir şey olamaz.

Ertuğrul Sağlam, kendisine yöneltilen ‘istifa’ seslerinin ardından kesinlikle ama kesinlikle tribünlerle diyaloğa girmemeliydi.

El kol hareketleriyle birşeyler anlatmaya kalkmamalıydı.

Yaşadığı psikolojiyi anlıyorum ama sadece takımı yönetmeli, işine bakmalıydı.

Çünkü onun o hareketleri ortamı daha da alevlendirdi, öfkelendirdi.

Futbolcuları veya hakemleri düşünün.

Türkiye’nin hangi sahasına giderseniz gidin, bu işten en çok nasibini alanlar onlar. Küfür yiyorlar, protesto ediliyorlar vs…

Onlar da çıksın tribüne kavga etsin o zaman.

Fatih Terim, Galatasaray’ı Avrupa Şampiyonu yaptı.

İlkinde nasıl ayrılmıştı sarı kırmızılılardan? Tribünlerden gelen tepkiler nedeniyle.

Dünya’nın en iyi teknik direktörü de olsanız, başkanı da olsanız hatalarda protesto edilirsiniz, tepki görürsünüz.

‘İstifa’ cümlesini tribünden yemeyen teknik adam veya başkan varsa gelsin elinden öpeyim.

Çünkü ‘futbol sadece futbol değil’ diye boşuna dememişler.

Hoca’nın maç sonu Eskişehirsporlu taraftarların olduğu yere gitmesi ise tamamen kızgınlığının bir eseri.

Dün belirttim bir kez daha yazıyorum; açıklamalarına özen göstermeli Ertuğrul Hoca…

Çünkü içlerinde sevimsiz cümleler mevcut.

’10 yıl önce böyleydi, kümede kalındığı vakit şehirde konvoylar yapılırdı’ ifadeleri kimseye yarar getirmez.

Ertuğrul Hoca, tribünlere hiç dönmeseydi, bu cümleleri hiç kullanmasaydı sadece maçıyla ilgilenseydi, olgun bir davranış sergilerdi.

İşte hayat bir tecrübe…

Peki, bu kriz ortamında ne olur?

‘Hareketin olduğu yerde bereket vardır’ demişler. Bursaspor camiası olarak bunu seviyoruz.

Bizi de farklı kılan zaten bu. Döndürün bakalım bu krizi fırsata.

Kaptan Serdar’a sesleniyorum.

Çoğu yabancılardan oluşan takım arkadaşlarını al karşına anlat bu durumu. Ertuğrul Sağlam için neler düşünüldüğü tek tek izah et.

Önünüzde Rizespor maçı var.

Atın golleri, alın galibiyeti koşun Ertuğrul Hoca’ya…

Çünkü sizin vereceğiniz güvene şuan çok ama çok ihtiyacı var.