Olay Gazetesi Bursa

Bu gençleri en iyi sen anlarsın değil mi!

1970’te Gümülcine’de dünyaya geldi. Yunanistan-Türkiye gerginliğinin tavan yaptığı yıllarda 7 yaşındayken ailesiyle birlikte Türkiye’ye kaçtı. Bu kaçış hikâyesi de öyle böyle bir hikâye değil. Meriç Nehri’nden sandalla geçilmesi, bir traktörle yola devam edilmesi ve sonu İzmir’i bulan bir serüven bu. Türkiye’ye adım atıldığında bu ailenin soyadı da kimliği de yoktu. Ve bu ailenin futbola meraklı […]

1970’te Gümülcine’de dünyaya geldi.

Yunanistan-Türkiye gerginliğinin tavan yaptığı yıllarda 7 yaşındayken ailesiyle birlikte Türkiye’ye kaçtı.

Bu kaçış hikâyesi de öyle böyle bir hikâye değil.

Meriç Nehri’nden sandalla geçilmesi, bir traktörle yola devam edilmesi ve sonu İzmir’i bulan bir serüven bu.

Türkiye’ye adım atıldığında bu ailenin soyadı da kimliği de yoktu.

Ve bu ailenin futbola meraklı erkek çocuğunun tam 17 yaşına kadar nüfus cüzdanı olmadı.

14 yaşında mahallede top oynarken, kendisini izleyen Cüneyt Ertay tarafından İzmir’in köklü kulüplerinden Altay’a götürüldü.

3 yıl siyah beyazlı kulübün yıldız takımında top oynayan bu genç bu sırada ilk önce bir avukatın sonrasında bir elektrik tesisatçısının yanında çalışarak harçlığını çıkardı.

O dönem kimliği olmadığı için Altay’ın hazırlık maçlarında oynadı ancak hiçbir resmi karşılaşmada forma giyemedi.

Bu sorunun halledilmesinden sonra da İzmirspor’un yolunu tuttu.

İlk yılında da şampiyonluk yaşadı. Ümit Milli Takım seçmelerine gitti fakat zamanın hocası Fatih Terim’in gözüne giremedi.

Ardından bir şans daha yakaladı ve Terim’e kendini kabul ettirerek Milli takımlara adım attı.

Bundan sonrası da zaten çorap söküğü gibi geldi. Galatasaray, İstanbulspor, Siirtspor, Alanyaspor, Yozgatspor, Konyaspor ve Beylerbeyi’nde biten bir futbolculuk kariyeri.

Bu isim Hamza Hamzaoğlu’ndan başkası değil.

Film gibi bir hikâyesi var hocanın.

Sıkıntının, zorluğun, korkunun, çaresizliğin ne demek olduğunu bilen birisi olduğunu gösteriyor şu kısacık hikâyesi.

Küçük yaşlarda futbolcu olabilmek için çektiği onca sıkıntılar da ortada.

Onun için bir Kubilay Kanatsızkuş’u, bir Furkan Soyalp’i, bir Mert Örnek’i, bir Emirhan Aydoğan’ı, bir Furkan Emre Ünver’i, bir Talha Çalışkan’ı, bir Utku Türk’ü, bir İsmail Can Çavuşluk’u ve alt yapıdaki yüzlerce genci en iyi sen anlarsın değil mi Hamza Hoca.

Şu bilgilerden sonra, bir daha ‘Hamza Hoca bu genci neden oynatmadın, bu gençleri niçin görmüyorsun’ diye bir kelime ne yazarım, ne de söylerim.

Ben artık senden milyon Euro’luk ruhsuzlarla bizleri sinir etmeni değil gereğini yapmanı bekliyorum Hamza Hoca.

Çünkü çektiğin zorluklarla, mücadeleyle senin bu gençlere daha fazla sahip çıkman gerekiyor.