Başkan Ali Ay için ilk gün ne yazdıysam bugün de aynı görüşteyim.
Çizdiği profilde, uyguladıklarında en ufak bir sapma görmedim. Şeffaflık dedi yaptı, en küçük uçak ve otel masraflarını bile cebinden ödedi.
Saha dışında Bursaspor için çok çabalıyor. İş bilmezlerin, kulübü borç batağına sokanların cezasını çekiyor şuan.
Bir gün bu görevi bıraksa bile kendisine laf söylettirmeyeceğine, bu şehirde başı dik bir şekilde gezeceğine eminim.
Kurduğu kadro beğenilmeyebilir, eleştirilebilir. Haklı olan da var, olmayanlarda. Bu konuda kendisini daha önce eleştirmiştim.
Sadece teknik direktöre dayalı bir transfer politikasından başka bir şey beklenmez. Bunlar uzun uzun konuşulması gereken konular.
Başkan bu kadar çabalarken, terlerken, mücadele ederken sahanın içindekilerle birlikte yanındaki arkadaşlarından bazılarının da kılını kıpırdatmadığını görüyorum.
Sahanın içi Başakşehir maçında tam bir rezaletti.
İstediğiniz kadar yeni takım olun, istediğiniz kadar Timsah Arena’ya ilk kez çıkın farketmez.
Futbolcunun kapasitesi olmasa bile tribündeki 27 bin kişiden etkilenir birşeyler yapar değil mi?
Hiçbir neden iki pas yapamamaya, kötü koşmaya engel değildir benim futbol mantığımda.
Hadi bazı oyuncular Bursaspor camiasını tanımıyor bilmiyor diyelim.
Mücadelesine şahit olduğunuz, hesaptan kitaptan başını kaldıramayan Başkan için oynayıp, formayı terletseydiniz!
Bursaspor’da şuan herşey Başkan Ali Ay ve birkaç yöneticinin sırtına binmiş gidiyor.
Yönetim 15 kişiden oluşuyor benim bildiğim.
Başkan bu mücadeleyi gösterirken ben bazılarının yan gelip yattığını hissediyorum.
Çalışmayacak insanların bu kulüpte işi yok.
‘Nasıl olsa başkan halleder’mantığı ne kadar doğru.
Ali Ay’ın bu halini gördükten sonra ben sizin yerine olsam utanırdım.
Sizleri de sahalarda görmek istiyoruz beyler.
Futbolcularla birlikte yönetimdeki kaçakların da kulağını çekmenin tam zamanı bence sayın Başkan.
**
Bursa’ya hoş geldin Hamza Hoca!
Hamza Hamzaoğlu 10 numara bir insan.
Yönetimin kendisiyle çok iyi anlaştığını biliyoruz. Futbolcularla da diyalogları iyidir. Başakşehir maçında yapılan protestolara tribünlere dönerek alkışla karşılık verdi.
Ben her zaman bir teknik adamın bir futbolcunun tribünlerle diyaloğa girmesini yanlış bulmuşumdur. Çünkü herkesin sinir kat sayısı tavan yapmışken böyle hareketlere gerek yok. Küfür ve ciddi hakaret varsa orası ayrı.
Hamza Hoca’nın şunu unutmaması lazım.
Bu camia kazandığı bir maç sonrası Güvenç Kurtar’ı istifaya davet etti.
Kendisini şampiyon yapan teknik adamı tabelada beraberlik yazarken ıslıkladı, yine istifaya davet etti.
Daum’un niye gittiği hala hafızalarda.
Hepsinin ortak noktası takımın sahada istenileni vermemesiydi.
Onun için hiç alınıp, gücenme.
Burası Bursa.
Burada görev yapan teknik adamın da, futbolcunun da eleştiriye, tepkiye açık, demir gibi bir yüreğe sahip olması gerekir.